Page 397 - Risale-i Nur - Şualar
P. 397
HEYET-İ VEKİLE'YE GÖNDERİLMİŞ BİR İSTİDADIR.
HEYET-İ VEKİLE'YE GAYET EHEMMİYETLİ BİR RİCAM VAR:
Risale-i Nur'dan "Siracunnur" namındaki üçyüz sahifeden ziyade
Mecmuanın âhirinde ve aslı çok zaman evvel yazılan ve onbeş sahife kadar
olan ve Heyet-i Vekilece o Mecmuanın toplanmasına vesile bulunan Beşin-
ci Şua, herkese, hususan musibetzedelere ve ihtiyarlara ve İmanda şübhe-
lere düşenlere pekçok faideleri tahakkuk eden Siracünnur'dan, o zararlı
tevehhüm edilen parçayı çıkarıp yasak ederek, mütebâki üçyüz sahifenin
Neşrine izin verilmesini ve Tesellisinden tam istifade eden bütün musibet-
zedeler ve ihtiyarlar ve İman Hakikatlarına muhtaçlarla beraber Heyet-i
Vekile'den rica ederiz.
Hem dörtyüz sahifelik Zülfikar'da otuz sene evvel avrupa feylesof-
larına karşı yazılan İrsiyet ve Tesettür hakkındaki iki Âyetin Tefsiri iki
sahife, hem otuz sene evvel tab'edilen İşarat - ül İ'caz'da
اوبِرلا مرح و عيبْلا للّٰا َّلحَا Âyetine dair yazılan, bankaya dair bir satır
ُ ه
َ
َ َّ َ َ َ ْ َ
َ
ve hem otuz sene evvel ben Dâr-ül Hikmet'te iken ingiltere'nin anglikan
kilisesi'nin baş papazının Meşihat-ı İslâmiyeden sorduğu altı sual içinde bir
satır kadar yazılan yazıların kaldırılarak şimdiki kanun-u medenîye uygun
gelmediği -iki sahife bir satır- bahanesiyle müsadere edilen ve Âlem-i
İslâmca çok tahsin ile çok menfaatı bilfiil görülen ve üç Rükn-ü İmanîyi
hârika bir tarzda isbat eden o Zülfikar mecmuamızı iade etmesini rica edib
istiyoruz ve hakkımızdır. Bir mektubda beş kelime sansür edilse bâki
kısmına izin verilmesi gibi, biz de kanunen ehemmiyetli bu hakkımızı
isteriz. Ve hakkımızda habbeleri kubbeler yapanların zulmünden kurtarıl-
mamızı, millet ve vatan ve asayişe Nurlarla Hizmet eden Kur'an ve
İmanperverlerle beraber taleb ederiz. Hem onsekiz sene evvel şiddetli bir
zulme maruz olduğum hiddetli bir zamanımda yazdığım Hücumat-ı
Sitte'yi onsekiz seneden beri görmediğim gibi, mahrem deyip Neşrine izin
vermemişim ve hem üç-dört mahkemenin eline geçmiş, o Risaleyi
sahiblerine iade etmişlerdir.
Said Nursî
* * *