Page 433 - Risale-i Nur - Şualar
P. 433

ONDÖRDÜNCÜ  ŞUÂ                                                                                                             435


                     [Aleyhimizde yazılan, fakat mahkemeyi mes'ul eden bir Fık-
                     radır.]

               "Ayasofya'yı puthane ve Meşihat'ı kızların lisesi yapan bir kumandanın
           keyfî,  kanun  namındaki  emirlerine  fikren  ve  ilmen  taraftar  değiliz  ve
           şahsımız itibariyle amel etmiyoruz." denilmektedir.

               29.8.1948  tarihli  dilekçesinde:  "Bir  fikir  Kalbime  gelmiş,  şöyle  ki:
           Hükûmet beni tam himaye ve bana yardım etmesi, milletin maslahatına ve
           vatanın menfaatına çok lüzumlu iken beni sıkması îma eder ki; benim ile
           mücadele  eden  gizli  zendeka  komitesiyle,  şimdi  onlara  iltihak  eden  ko-
           münist komitesinden bir kısmı, ehemmiyetli resmî makamları elde ederek
           karşıma  çıkıyorlar.  Hükûmet  ise,  ya  bilmiyor..  ya  müsaade  ediyor.
           Kahraman  bir  milletin  ebedî  bir  medar-ı  şerefi  ve  Kur'an  ve  Cihad
           hizmetinde dünyada bir pırlanta gibi pek büyük bir Nişanı ve kılınçlarının
           pek  büyük  ve  antika  bir  yadigârı  olan  Ayasofya  Câmii'ni  puthaneye  ve
           Meşihat  Dairesini  kızların  lisesine  çeviren  bir  adamı  sevmemek  bir  suç
           olmasına imkân var mıdır!

                                           * * *
                     [Mahkemenin Said'i cezalandırmak için en kuvvetli tahmin
                     ettikleri  Fıkradır.  Said'in  gizli  düşmanlarına  karşı  Denizli
                     Mahkemesinde  istimal  ettiği  bu  sözünü,  mahkeme  bütün
                     bütün  yanlış  mana  vererek  devlete  ve  hükûmete  çevirip
                     tecziyeye sebeb göstermiş.]

               Bu  inkılabları  mevki-i  mer'iyete  koyan  devletin  bir  kısım  yeni  ka-
           nunlarına,  cebr-i  keyfî-i  küfrî;  cumhuriyete,  istibdad-ı  mutlak;  rejime,
           irtidad-ı mutlak ve bolşeviklik ve medeniyete sefahet-i mutlaka" demiş.

                                           * * *
                     [Mahkemenin  kararnamesinde  hayret  ve  takdir  ile  yazılan
                     bir Fıkradır.]

                  Risale-i Nur'u yazmanın uhrevî ve dünyevî pekçok faideleri olduğu,
           bunların da:

                  1- Ehl-i dalalete karşı manen Mücahede etmek.
                  2- Üstadına Neşr-i Hakikatta yardım etmek,
   428   429   430   431   432   433   434   435   436   437   438