Page 456 - Risale-i Nur - Şualar
P. 456

458                                                                                                                                    ŞUÂLAR


          değil, belki âdi bir divane gibi tımarhaneye gönderilmem lâzım gelir. Eğer
          verdiğiniz  ehemmiyete  mukabil  bir  adam  isem,  elbette  arslanı  kendine
          saldırtmak  ve  ejderhayı  kendine  hücum  ettirmek  için,  o  keskin  kılıncı
          onların  kuyruklarına  uzatmaz,  belki  mümkin  olduğu  kadar  kendini
          muhafaza edecek. Nasılki on sene ihtiyarî bir İnzivayı ihtiyar edib tâkat-ı
          beşerin fevkinde sıkıntılara tahammül ederek hükûmetin işine hiçbir cihetle
          karışmadım  ve  karışmak  arzu  etmedim.  Çünki  Hizmet-i  Kudsiyem  beni
          men'ediyor.

              E y   e h l – i   h a l l   v e   a k d ! Acaba hiç mümkin müdür ki;
          yirmibeş  sene  evvel  gazetelerin  yazdığı  gibi,  bir  makale  ile  otuz  bin
          adamı  kendi  fikrine  çeviren  ve  koca  Hareket  Ordusu'nun  nazar-ı
          dikkatini kendine döndüren ve ingiliz başpapazının altıyüz kelime ile
          istediği suallerine altı kelime ile cevab veren ve bidayet-i hürriyette en
          meşhur bir diplomat gibi  Nutuk söyleyen  bir adamın yüzyirmi Risa-
          lesinde  dünyaya,  siyasete  bakacak  yalnız  onbeş  kelime  mi  bulunur?
          Hiç bir Akıl kabul eder mi ki; bu adam siyaseti takib ediyor ve maksadı
          dünyadır ve hükûmete ilişmektir. Eğer fikri, siyaset ve hükûmete  ilişmek
          olsa  idi,  böyle  bir  adam  birtek  Risalesinde  sarihan,  işareten,  yüz  yerde
          maksadını ihsas  edecekti. Acaba  o adamın  maksadı  siyasetçe  tenkid  olsa
          idi, yalnız Tesettür ve irsiyete dair eski zamandan beri câri bir-iki düsturdan
          başka medar-ı tenkid bulamaz mı idi?

              Evet koca bir inkılabı yapan bir hükûmetin rejimine muhalif bir fikr-i
          siyaseti  takib  eden  bir  adam,  bir-iki  malûm  maddeler  değil,  yüzbinler
          madde-i tenkid bulabilirdi. Güya  hükûmet-i cumhuriyenin  yalnız inkılabı
          bir-iki  küçük  mes'eledir.  Ben  de  onu  hiç  bir  tenkid  maksadım  olmadığı
          halde, eskiden yazdığım bir-iki Kitabımda zikrettiğim bir-iki kelime varmış
          diye "Hükûmetin rejimine ve inkılabına hücum ediyor" denilmiş. İşte ben
          de soruyorum: Böyle en edna bir cezaya medar olamayan ilmî bir maddeye
          koca bir memleketi meşgul edib endişe verecek bir şekil verilir mi?

              İşte beni ve beş-on dostlarımı bu âdi ve ehemmiyetsiz cezaya çarpmak,
          umum memlekette aleyhimize bir şiddetli propaganda ve milleti korkutup
          bizden nefret ettirmek ve Dâhiliye Nâzırı Şükrü Kaya, mühim bir kuvvetle
          Isparta'da birtek neferin göreceği işi görmek için -yani beni tevkif etmek
          için-  Isparta'ya  celbedilmesi  ve  Heyet-i  Vekile  reisi  İsmet,  vilayat-ı
          şarkıyeye o münasebetle gitmesi ve iki
   451   452   453   454   455   456   457   458   459   460   461