Page 454 - Risale-i Nur - Şualar
P. 454
456 ŞUÂLAR
ya i'dam olur, darağacına müftehirane çıkarlar veyahut lâyık olduğu
makamda serbest kalırlar.
Evet binler lira kıymetinde elmasları çalabilen mahir bir hırsız, on
kuruşluk bir cam parçasına hırsızlık etmekle, elmas çalmış gibi aynı cezaya
kendini mahkûm etmek; dünyada hiç bir hırsızın belki hiçbir Zîşuurun kârı
değildir. Böyle bir hırsız kurnaz olur, böyle nihayet derecede eblehane
hareket etmez.
Ey efendiler! Haydi vehminiz gibi ben o hırsız gibi oldum. Ben Isparta
nahiyelerinden perişan bir köyde dokuz sene İnzivada bulunan ve şimdi
benimle beraber gayet hafif bir cezaya mahkûm olan safdil beş-on
bîçarelerin fikirlerini hükûmet aleyhine çevirmekle kendini ve Gaye-i
Hayatı olan Risalelerini tehlikeye atmaktan ise, eski zamanda olduğu gibi
Ankara'da veya İstanbul'da büyük bir memuriyette oturup binler adamı
takib ettiğim maksada çevirebilirdim. O vakit böyle zelilane mahkûmiyet
değil belki mesleğime ve Hizmetime münasib bir İzzet ile dünyaya
karışabilirdim.
Evet fahr ve temeddüh niyetiyle değil belki mecburiyet ve mah-
cubiyetle hodfüruşane eski bir kısım riyakârlığımı hatırlatmakla beni
ehemmiyetsiz, vücudundan istifade edilmez, âdi mertebeye sukut ettirmek
isteyenlerin yanlışlarını göstermek için derim:
İki Mekteb-i Musibet Şehadetnamesi namındaki matbu' eski Müdafa-
atımı görenlerin tasdikiyle; 31 Mart hâdisesinde, bir Nutuk ile, isyan etmiş
sekiz taburu itaate getiren ve bir zaman gazetelerin yazdıkları gibi, İstiklal
Harbinde Hutuvat-ı Sitte namında bir makale ile İstanbul'daki Efkâr-ı
Ülemayı ingiliz aleyhine çevirip harekât-ı milliye lehinde ehemmiyetli
Hizmet eden ve Ayasofya'da binler adama nutkunu dinlettiren ve
Ankara'daki Meclis-i Meb'usanın şiddetli alkışlamasıyla karşılanan ve
yüzelli bin banknot -yüzaltmışüç meb'usun imzasıyla- medrese ve dâr-ül
fünununa tahsisatı kabul ettiren ve reis-i cumhurun hiddetine karşı divan-ı
riyasette kemal-i Metanetle fütur getirmeyerek mukabele edib Namaza
davet eden ve Dâr-ül Hikmet-il İslâmiye'de hükûmet-i İttihadiyenin
ittifakıyla Hikmet-i İslâmiyeyi avrupa hükemasına tesirli bir surette kabul
ettirmek vazifesine lâyık görünen ve cephe-i harbde yazdığı ve şimdi
müsadere edilen İşarat-ül İ'caz, o zamanın baş kumandanı olan Enver
Paşa'ya o derece kıymetdar görünmüş ki, kimseye yapmadığı bir hürmetle