Page 613 - Risale-i Nur - Şualar
P. 613

15.  ŞUÂ  -  EL - HÜCCETÜZZEHRA                                                                                   615


           herbiri  ve  umumu  beraber,  çeşit  çeşit,  fıtrî  ve  ihtiyarî  İbadetlerle  meşgul
           olmaları; şeksiz, bedahetle bir Mabudiyete karşı şâkirane bir mukabele ve
           bir Mabud-u Mukaddes'in Mevcudiyetine hadsiz ve şübhesiz bir şehadettir.


                  ۪

           Ve    يعت  َ نَ  - ن 'unun remziyle mezkûr üç Cemaatin, yani mecmu-u Kâi-
                ُ َ
                     ْ
           nattan tâ bir ceseddeki zerrelerin Cemaatinden herbir taifenin, herbir ferdin
           fiilî ve halî istianeleri ve Duaları var. Ve onların muavenetlerine koşan ve
           Dualarına kabul ile cevab veren bir şefkatli Müdebbire, şübhesiz şehadet
           eder.  Meselâ:  Yirmiüçüncü  Söz'ün  dediği  gibi,  zemindeki  umum
           mahlukatın üç nevi Duaları pek hârika ve ümidin haricinde kabul olması,
           bir  Rabb-ı  Rahîm  ve  Mücîb'e  kat'î  şehadet  eder.  Evet  tohumlar  ve
           çekirdekler  istidad  lisanıyla  herbiri  birer  ağaç  ve  birer  sünbüle  olmayı
           Hâlıkından  isteyip,  Duaları  gözümüz  önünde  kabul  olması  gibi;  bütün
           hayvanatın  ihtiyac-ı  fıtrî  lisanıyla  elleri  yetişmediği  yerlerden  Rızıklarını
           ve  hayatlarına  lüzumu  bulunan  ve  iktidarlarının  haricindeki  matlublarını
           birisinden isteyip o fıtrî ihtiyaç diliyle ettikleri bütün Dualarını gözümüz
           önünde kabul eden ve imdadlarına acib ve şuursuz mahlukatı vakti vaktine
           Hikmetle koşturan bir Hâlık-ı Kerim'e zahir şehadet eder. İşte bu iki kısma
           kıyasen, lisan-ı kal ile edilen Duaların bütün nevileri hususan Enbiyaların
           (Aleyhimüsselâm)    ve    havasların    hârika    bir    surette     makbuliyeti ,

                      ِ
              ۪
             يعت  َ نَ   َكايا deki Hüccet-i Vahdaniyete şehadet eder.
            ُ َ
                     َّ
                ْ
                                                                 ِ ِ
                                                           ِ
                                              ۪
                                           مي
               A l t ı n c ı   K e l i m e :    قَطسمْلا  َطار   صلا اندها dir. Bundaki
                                                 ْ ُ     َ      َ ْ
           hüccete gayet kısa bir işaret şudur:

               Evet nasıl bir yerden bir yere giden yolların ve bir noktadan uzak bir
           noktaya  çekilen  hatların  en  kısası  ise,  en  doğrusudur  ve  müstakimidir.
           Aynen  öyle  de; maneviyatta  ve  manevî  yollarda  ve  kalbî mesleklerde  en
           doğrusu, en müstakimi ise en kısa ve en kolayıdır. Meselâ: Risale-i Nur'da
           bütün  müvazeneleri  ve  küfür  ve  İman  yollarının  mukayeseleri  kat'î
           gösteriyorlar ki; İman ve Tevhid yolu, gayet kısa ve doğru ve müstakim
           ve kolaydır. Ve küfür ve inkâr
   608   609   610   611   612   613   614   615   616   617   618