Page 610 - Risale-i Nur - Şualar
P. 610
612 ŞUÂLAR
bir manevî Cehenneme atar, daima azab çeker. Rehber'de izah edildiği gibi,
bütün geçmiş ve gelecek zamanlar ve mahluklar ve Kâinatlar, zeval ve
firaklarıyla mütemadiyen onun Ruh ve Kalbine hadsiz elemleri
yağdırıyorlar, Cehennem'e gitmeden evvel Cehennem azabını çektiriyorlar.
۪ ِ
S â l i s e n : د ا ل ِموي remziyle büyük ve kuvvetli bir Hüccet-i
ي
ن
ْ َ
Haşriyeye işaret eder. Fakat bu makamda birden bir hal, o hücceti başka
zamana te'hire sebeb oldu; belki de ona daha ihtiyaç kalmadı. Çünki Nur
Risaleleri, geceden sonra gündüzün ve kıştan sonra baharın gelmesi
kat'iyyetinde yüzer kuvvetli hüccetlerle Haşir ve Neşrin sabahını,
baharını isbat etmişler.
ِ
ِ
۪
B e ş i n c i K e l i m e : يعت َ نَ َكايا و دبع َ ُ ْ ن َّ َكا يا dir. Bundaki
ُ َ
َّ َ ُ
ْ
hüccete işaretten evvel Hakikatlı bir seyahat-ı hayaliyeyi Yirmidokuzuncu
Mektub'un izahına binaen kısaca beyan etmek Kalbe geldi. Şöyle ki:
Bir zaman, Kur'anın Mu'cizelerini ararken; Risale-i Nur'da, hususan
İşarat-ül İ'caz Tefsir-i Nurî'de ve Rumuz-u Semaniye'de beyanları gibi,
Sure-i Feth'in âhirindeki Âyette dört-beş Mu'cize ve İhbar-ı Gaybîyi, hattâ
ِ
ِ
كندبب كي ۪ جنن م ويْلَا Cümlesinde bir tarihî Mu'cizeyi, hattâ çok
َ
َ
َ َ َ
ْ َ َ ُ
Kelimelerinde müteaddid İ’caz Lem'alarını ve bazı Harflerinde mu'cizane
Nükteleri bulduğum bir zamanda, Namazda Fatiha'yı okurken
۪
ي
عت َ نَ دب عن deki ن un bir Mu'cizesini bana bildirmek için bir sual
ُ
َ ُ
ْ َ ُ
ْ
۪
Kalbime geldi: Neden يعتسَا دبع َا yani "Ben İbadet ve istiane ederim"
ُ َ
ُ ُ ْ
ْ
denilmedi?