Page 642 - Risale-i Nur - Şualar
P. 642
644 ŞUÂLAR
içinde; bu da, ayrı ayrı güzel, hoş kokular ve lezzetli tatlar içinde ki;
Kemal-i İntizam içinde, birbirinden mütemayiz, ayrı iken kesret ve sür'at
ve vüs'at-i mutlaka içinde sehivsiz hatasız, bütün onların suretlerinin
inkişafları ve her mevsimde o hârika halin devamı içinde bütün o
mübareklerin herbiri ve beraber, bu mezkûr onbeş dil ile Ustalarının hârika
meharetini ve mu'cizatlı İlmini göze gösterip Allâm-ül Guyûb, Vâcib-ül
Vücud Sâni'lerini güneş gibi bildiriyorlar. İşte bu pek geniş ve parlak
şehadetleri ve Sâni'ini tebrikleri içindir ki, Mi'rac Gecesinde bütün
mahlukat hesabına konuşan Zât-ı Muhammediye (A.S.M.) تا را َك َ بمْلَا
ُ
َ ُ
Kelimesini Selâm yerinde demiş.
Üçüncü Kelime: تاوَلصلَا dür ki; hem umumî Mi'rac-ı Ekber-i
ُ ٰ َّ
Muhammedî'de (A.S.M.) hem her Mü’minin hususî Mi'racı olan Namaz
Teşehhüdünde, her gün hiç olmazsa on defa, yüz milyonlar Ehl-i İman, o
Kudsî Kelimeyi, Peygamber'in (A.S.M.) tebaiyetiyle Dergâh-ı İlahîye
takdim edib Kâinatta ilân ederler. Mi'raca dair Otuzbirinci Söz, Mi'racın
bütün Hakikatlarını -bir muhatab ittihaz ettiği muannid, mülhid, münkirlere
karşı dahi- gayet kat'î ve kuvvetli bir surette isbat ettiğine binaen, tafsilâtını
ve hüccetlerini ona havale ederek gayet muhtasar bir işaretle bu Üçüncü
Kelime-i Mi'raciyenin geniş manasını gösteren Zîruh, Zîşuur taifelerinin
acib Âlemine bakıp, İlm-i Ezelînin Cilveleriyle Hâlıkımızın Vahdet ve
Mevcudiyeti içinde Kemal-i Rahmaniyetini ve Rahîmiyetini ve Azamet-i
Kudret ve Şümul-ü İradetini bilmeğe çalışacağız:
Evet, bu Âlemde görüyoruz ki: Bu Zîruhlar, şuuren ve aklen olmasa da
hissen, fıtraten hissediyorlar ki; herbiri, hadsiz bir acz ve za'f içinde, hadsiz
düşmanları ve incitenleri var ve hadsiz bir fakr ve ihtiyaç içinde, hadsiz
hacatı ve matlubları var. İktidarı ve sermayesi binden birine kâfi
gelmediğinden, bütün kuvvetiyle bağırır ve ağlar; manen, fıtraten yalvarır;
kendine mahsus sesiyle, lisanıyla Dualar, Niyazlar, bir nevi Namazlar,
Salavatlar ile bir Alîm-i Kadîr Dergâhına iltica ederken birden görüyoruz
ki; o bağıranların her işini, her ihtiyacını bilen ve her derdini ve zararını
anlayıp yalvarmasını, fıtrî Duasını işiten Alîm-i Mutlak bir Kadîr-i Hakîm,
imdadlarına