Page 31 - Türk İslam Birliği'ne Çağrı
        P. 31
     Harun Yahya - Adnan Oktar
           Kitabın ilerleyen bölümlerinde detaylı olarak açık-
           landığı üzere, İslam ahlakı farklı dinden ve inanış-
           tan olan insanlara karşı şefkatle ve merhametle
           yaklaşmayı gerekli kılar. Müslüman güzel sözle,
           hikmetle, akılcı ve nezih bir üslupla İslam'ı tebliğ
           eder, insanları kötülükten alıkoyup iyiliğin yayılması için
           gayret eder, ama tüm bunları yaparken "dinde zorlama
           ve baskı olmadığının" bilincindedir. İslam ahlakının ya-
           şandığı bir ortamda herkes dinini dilediği gibi yaşa-
           makta, ibadetlerini dilediği gibi yerine getirmekte,
           düşüncelerini ifade etmekte özgürdür. Türk İslam
           Birliği de İslam ahlakının bu gereklerinin gerçek
           bir uygulayıcısı olarak, demokrat, insan haklarına de-
           ğer veren, ifade özgürlüğünün hakim olduğu,
           Musevilerin, Hıristiyanların, her inançtan insanın
           ve inançsız veya ateist olanların haklarının tam
           olarak korunduğu, herkesin birinci sınıf insan
           muamelesi gördüğü bir yapıya sahip ola-
           caktır.
               Bediüzzaman Hazretleri'nin ittihad-ı
           İslam konusunda önemle üzerinde durdu-
           ğu bir husus ise bu kutlu birliğin Hz. Mehdi
           (as) vesilesiyle, o mübarek zatın öncülüğünde
           gerçekleşecek olduğudur. Hz. Mehdi (as)'ın Türk
           ve İslam aleminin birleşmesini sağlayacağı ha-
           dislerde de bildirilen bir gerçektir. Said Nursi
           Hazretleri ise bu gerçeği şöyle açıklar:
               Üçüncü vazifesi: ... O ZAT (Hz. Mehdi
               (as)) BÜTÜN EHL-İ İMANIN (iman eden-
               lerin) MANEVİ YARDIMLARIYLA ve
                                             29
     	
