Page 101 - Dünya Hayatının Gerçeği
P. 101
ağzınızdan ve burnunuzdan kanlı köpükler gelmeye
başlayacak. Çürüme ilerledikçe kıllar, tırnaklar, avuç
içleri ve tabanlar yerlerinden ayrılacak. Bu dış değiş-
meyle beraber, iç oganlarda da çürüme başlayacak.
En korkunç olay ise bu noktada gerçekleşecek; karın
bölgesinde toplanan gazlar deriyi zayıf noktasından pat-
latacak ve bedenden tahammül edilemeyecek derecede pis
kokular yayılacak. Bu süre içinde kafanızdan başlamak üzere,
adaleler de yerlerinden ayrılacak. Cilt ve yumuşak kısımlar tamamen dökü-
lecek ve iskelet gözükmeye başlayacak. Beyin tamamen çürüyecek ve kil
görünümünü alacak, kemikler bağlantılarından ayrılacak ve iskelet dağılma-
ya başlayacak… Bu olay, cesediniz bir toprak ve kemik yığını haline gelene
kadar böylece devam edecek.
Artık ölmeden önceki yaşamın bir saniyesine bile geri dönme imkanı
olmayacak. Aileyle görüşme, arkadaşlarla buluşup eğlenme, en yüksek mev-
kiye gelme imkanı da kalmayacak ve beden mezarda çürüyerek iskelet hali-
ne gelecek.
Kısacası kendisiyle özdeşleştiğiniz, "ben" sandığınız beden, oldukça
iğrenç bir sonla yok olup gidecek. Siz, yani gerçekte bir ruh olan siz, bu
bedeni çoktan terk etmiş olacaksınız, geride kalan beden ise, oldukça çarpı-
cı bir biçimde yok olacak.
Peki tüm bunların sebebi nedir?..
Allah dileseydi, insan vücudunu öldükten sonra bu hale getirmeyebilirdi.
Ancak insan bedeninin toprağın içinde böylesine dehşetli bir şekilde parça-
lanmasının çok büyük bir hikmeti vardır. Bu hikmeti anlamak için de insanın
ölümle birlikte karşılaşacaklarını düşünmesi gerekir.
Öncelikle insan, kendisinin aslında bir et yığını olan vücudundan ibaret
olmadığını, bedeninin yalnızca kendisine giydirilmiş geçici bir kılıf olduğu-
nu, bu korkunç sonu görerek anlamalı, bedenin ötesinde bir varlığı olduğu-
nu hissetmelidir. Dahası insan, bedeninin ölümüne bakmalı, bu geçici dün-
yada adeta sonsuza kadar kalacakmış gibi sahiplendiği ve bütün arzularına
boyun eğdiği bedeninin akıbeti hakkında düşünmelidir. O beden bir gün
mutlaka toprağın altında çürüyecek, kurtlanacak ve iskelete dönüşecektir.
Ve o gün belki de çok uzak değil, bir salise, bir adım ötededir…
Adnan Oktar (Harun Yahya) 99