Page 282 - Allah'ın isimleri
P. 282

ALLAH’IN İSİMLERİ
               Evrimin Hayali Mekanizmaları
               Darwin'in teorisini geçersiz kılan ikinci büyük nokta, teorinin
            "evrim mekanizmaları" olarak öne sürdüğü iki kavramın da gerçekte
            hiçbir evrimleştirici güce sahip olmadığının anlaşılmış olmasıdır.
            Darwin, ortaya attığı evrim iddiasını tamamen "doğal seleksiyon"
            mekanizmasına bağlamıştı. Bu mekanizmaya verdiği önem, kitabının
            isminden de açıkça anlaşılıyordu:  Türlerin Kökeni, Doğal
            Seleksiyon Yoluyla...
               Doğal seleksiyon, doğal seçme demektir. Doğadaki yaşam müca-
            delesi içinde, doğal şartlara uygun ve güçlü canlıların hayatta kalacağı
            düşüncesine dayanır. Örneğin yırtıcı hayvanlar tarafından tehdit edi-
            len bir geyik sürüsünde, daha hızlı koşabilen geyikler hayatta kalacak-
            tır. Böylece geyik sürüsü, hızlı ve güçlü bireylerden oluşacaktır. Ama
            elbette bu mekanizma, geyikleri evrimleştirmez, onları başka bir
            canlı türüne, örneğin atlara dönüştürmez.
               Dolayısıyla doğal seleksiyon mekanizması hiçbir evrimleştirici
            güce sahip değildir. Darwin de bu gerçeğin farkındaydı ve Türlerin
            Kökeni adlı kitabında "Faydalı değişiklikler oluşmadığı sürece doğal
            seleksiyon hiçbir şey yapamaz" demek zorunda kalmıştı. (Char les
            Dar win, The Ori gin of Spe ci es: A Fac si mi le of the First Edi ti on, Har vard
            Uni ver sity Press, 1964, s. 189)


               Lamarck'ın Etkisi
               Peki bu "faydalı değişiklikler" nasıl oluşabilirdi? Darwin, kendi
            döneminin ilkel bilim anlayışı içinde, bu soruyu Lamarck'a dayanarak
            cevaplamaya çalışmıştı. Darwin'den önce yaşamış olan Fransız biyo-
            log Lamarck'a göre, canlılar yaşamları sırasında geçirdikleri fiziksel
            değişiklikleri sonraki nesle aktarıyorlar, nesilden nesile biriken bu
            özellikler sonucunda yeni türler ortaya çıkıyordu. Örneğin Lamarck'a
            göre zürafalar ceylanlardan türemişlerdi, yüksek ağaçların yapraklarını
            yemek için çabalarken nesilden nesile boyunları uzamıştı.



                                       280
   277   278   279   280   281   282   283   284   285   286   287