Page 92 - Gerçeği Bilmek
P. 92

90                         GERÇEĞİ BİLMEK


              Kendisi'ne sevgiyi de beynimizde yaratıyor, Kendisi'nden korkumuzu
              da beynimizde yaratıyor, çok çok harika bir alemdir insan. Hatta ben
              bir kudsi hadiste hatırladığım kadarıyla "Ben yere göğe sığmadım" di-
              yor Cenab-ı Allah "ama mümin kulumun kalbine sığdım" diyor. İşte
              bu, "herşeyi Ben sizin içinizde yaratıyorum, dışarıda var alem ama
              gerçeğini Ben sizin içinizde yaratıyorum"a işaret eden bir izahtır. Ama
              derin düşünen, derin anlayan içindir bu tabi. Yüzeysel bakan için, so-
              kakta köfte ekmek yiyen, elinin tersiyle orasını burasını silen adam bu-
              nu kavrayamaz tabi, ama derin düşüneni titretecek bir konudur bu.
              Yani ayakta duramaz bunu tam kavrayan, Allah korkusuyla sallanır
              ve secdeye kapanır ve Allah'a "La İlahe İllallah Muhammeden
              Resulullah" der. Yüzde yüz iman eder bu gerçeği fark eden. Ama fark
              edemeyip de ağzı açık gezinenler, fark edemeyip de, cahilliğinden
              fark edemeyen insanlar olabilir, her dönemde olacaktır, ama zaman
              gelecektir bütün insanlara Allah Hadi ismiyle tecelli edip, bu gerçek-
              leri onlara gösterecektir inşaAllah. (Sayın Adnan Oktar'ın Çay TV rö-
              portajından, 8 Nisan 2009)


                                  DÜNYA İMTİHAN YERİDİR
                   ADNAN OKTAR: Şimdi bir kere insanlar maddeyi kavrayamı-
              yorlar. Defalarca dedim, dedim ki; madde dışarıda var, ama ışık ol-
              madığı için; yani fotonlar var dışarıda, parçacıklar var. Işık denen şey
              parçacıklardan oluşuyor ve dolayısıyla simsiyah karanlık dışarısı.
              Renk de yok dışarıda, renk ve ışık yok. Kardeşim dışarıda madde olsa
              dahi görmek mümkün değil ki orada zaten. Var olan madde de zaten
              saydam, atomların yapısından dolayı, yani nötron, proton ve elek-
              tronlar birbirinden çok uzak olduğu için, mesafeli olduğu için say-
              dam. Dışarıdaki güle biz gül diyemeyiz ki, o güle benzemiyor saydam,
              kokusuz, renksiz, ışıksız bir şey, biz ona gül diyebilir miyiz?
              Dışarıdaki çocuk da öyle, dışarıdaki kadın da öyle, dışarıdaki insan da
              öyle saydam bir varlıktır. Siyah beyaz aydınlatsan bile siyah beyazdır,
              renksiz, bu başka bir şey o, konuşamayan bir varlık, sesi duyulmuyor.
              Ve simsiyah karanlığın içinde, ama bizim beynimizde gördüğümüz,
   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97