Page 96 - Gerçeği Bilmek
P. 96
94 GERÇEĞİ BİLMEK
Hayatımızın birer parçası olan tüm olaylar, insan-
lar, binalar, şehirler, arabalar, kısacası hayatımız
boyunca gördüğümüz, tuttuğumuz, dokunduğu-
muz, kokladığımız, tattığımız, dinlediğimiz herşey,
gerçekte beynimizde oluşan görüntü ve hislerdir.
işittiğini zannediyorlar. Halbuki kulak ses dalgalarını elektriğe çevi-
ren bir aygıttır. Götürür beyne zayıf bir elektrik akımı olarak verir.
Oradaki o elektrik akımını beyindeki ruh ses olarak alır. Parmak ucuy-
la dokunma da böyledir. İnsan parmak ucuyla dokunduğunu zanne-
der, ama beyninde hisseder onu. Parmağının ucundaymış gibi görü-
nür. Ona ilk önce bunları anlatırım yani nerede olduğunu hisseder
adam. Mesela diyor ki" ben bir televizyon kanalına çıktım, konuşma
yapıyorum" diyor. Halbuki kendi kafasının içerisindeki televizyon ka-
nalıyla konuşabilir görüşebilir. Yani şu ana kadar hiçbir insan beyni-
nin dışına çıkıp, maddeyle direkt bağlantıya geçmemiştir. Çünkü za-
ten dışarı çıkabilmiş olsa, dışarısı karanlık. Mesela Güneş simsiyah ka-
ranlık, bilim adamları söylüyor, "Güneş'in ışığı yok" diyorlar. Güneş
dalga yayıyor etrafa. Isı dalgası ve ışın dalgası yayıyor. Biz beynimiz-
de onu ısı ve ışık olarak görüyoruz. Yani parlak olarak görüyoruz,
parlaklığı ve ışığı yorumlayan beyindir ve insana mahsus bir şeydir
bu. Mesela dışarıda ses de yoktur, çıt yoktur dışarıda. Onun için labo-
ratuvar çok karanlıktır. Bir kere ışık yok çünkü. Ayrıca bilim adamla-