Page 264 - Risale-i Nur - İman ve Küfür Muvazeneleri
P. 264

266                                                        ÎMAN VE KÜFÜR MUVAZENELERİ


            kendine mahsus birer lisanla: "Ehlen sehlen merhaba!" derler.
            "Hoş geldiniz, bizi tanımaz mısınız?"

                   Sırr-ı  Teavünle  bak,  Remz-i  Nizamla  dinle.  Herbirisi
            söylüyor: "Biz de birer hizmetkâr, Rahmet-i Zülcelal'in birer
            âyinedarıyız; hiç de üzülmeyiniz, bizden sıkılmayınız."

                   Zelzele     na'raları,   hâdisat   sayhaları    sizi   hiç
            korkutmasın,  vesvese  de  vermesin.  Zira  onlar  içinde  bir
            Zemzeme-i  Ezkâr,  bir  Demdeme-i  Tesbih,  Velvele-i  Nâz  u
            Niyaz.

                   Sizi bize gönderen o Zât-ı Zülcelal, ellerinde tutmuştur
            bunların  dizginlerini.  İman  gözü  okuyor  yüzlerinde  Âyet-i
            Rahmet, herbiri birer âvâz.

                   Ey Mü'min-i Kalbi hüşyâr! Şimdi gözlerimiz bir parça
            dinlensinler,  onların  bedeline  hassas  kulağımızı  İmanın
            mübarek  eline  teslim  ederiz,  dünyaya  göndeririz.  Dinlesin
            leziz bir sâz.

                   Evvelki yolumuzda bir matem-i umumî, hem vaveylâ-
            yı mevtî zannolunan o sesler, şimdi yolumuzda birer Nevaz u
            Namaz, birer Âvâz u Niyaz, birer Tesbihe Âğâz.

                   Dinle,  havadaki  demdeme,  kuşlardaki  civcive,
            yağmurdaki  zemzeme,  denizdeki  gamgama,  raadlardaki
            rakraka, taşlardaki tıktıka birer manidar nevaz...

                   Terennümat-ı hava, naarat-ı ra'diye, nağamat-ı emvac,
            birer Zikr-i Azamet. Yağmurun hezecatı, kuşların seceâtı birer
            Tesbih-i Rahmet, Hakikata bir mecaz.

                   Eşyada olan asvat, birer savt-ı vücuddur: Ben de varım
            derler.  O  Kâinat-ı  Sâkit,  birden  söze  başlıyor:  "Bizi  camid
            zannetme, ey insan-ı boşboğaz!."

                   Tuyurları  söylettirir  ya  bir  Lezzet-i  Nimet,  ya  bir
            Nüzul-ü  Rahmet.  Ayrı  ayrı  seslerle,  küçük  âğâzlarıyla
            Rahmeti
   259   260   261   262   263   264   265   266   267   268