Page 171 - Dinsizliğin Kabusu
P. 171

yerde gördünüz mü? Bu kadar net bir görüntüyü size dünya-
               n›n bir numaral› televizyon flirketinin üretti¤i en geliflmifl tele-
               vizyon ekran› dahi veremez. 100 y›ld›r binlerce mühendis bu
               netli¤e ulaflmaya çal›flmaktad›r. Bunun için fabrikalar, dev te-
               sisler kurulmakta, araflt›rmalar yap›lmakta, planlar ve tasar›m-
               lar gelifltirilmektedir. Yine bir TV ekran›na bak›n, bir de flu an-

               da elinizde tuttu¤unuz bu kitaba. Arada büyük bir netlik ve ka-
               lite fark› oldu¤unu göreceksiniz. Üstelik, TV ekran› size iki bo-
               yutlu bir görüntü gösterir, oysa siz üç boyutlu, derinlikli bir
               perspektifi izlemektesiniz.
                   Uzun y›llard›r on binlerce mühendis üç boyutlu TV yap-
               maya, gözün görme kalitesine ulaflmaya çal›flmaktad›rlar. Evet,
               üç boyutlu bir televizyon sistemi yapabildiler ama onu da göz-
               lük takmadan üç boyutlu görmek mümkün de¤il, kald› ki bu
               suni bir üç boyuttur. Arka taraf daha bulan›k, ön taraf ise ka¤›t-
               tan dekor gibi durur. Hiçbir zaman gözün gördü¤ü kadar net
               ve kaliteli bir görüntü oluflmaz. Kamerada da, televizyonda da
               mutlaka görüntü kayb› meydana gelir.

                   ‹flte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluflturan me-
               kanizman›n tesadüfen olufltu¤unu iddia etmektedirler. fiimdi
               biri size, odan›zda duran televizyon tesadüfler sonucunda            169
               olufltu, atomlar biraraya geldi ve bu görüntü oluflturan aleti
               meydana getirdi dese ne düflünürsünüz? Binlerce kiflinin bira-
               raya gelip yapamad›¤›n› fluursuz atomlar nas›l yaps›n?
                   Gözün gördü¤ünden daha ilkel olan bir görüntüyü olufltu-
               ran alet tesadüfen oluflam›yorsa, gözün ve gözün gördü¤ü gö-
               rüntünün de tesadüfen oluflamayaca¤› çok aç›kt›r. Ayn› durum
               kulak için de geçerlidir. D›fl kulak, çevredeki sesleri kulak kep-

               çesi vas›tas›yla toplay›p orta kula¤a iletir; orta kulak ald›¤› ses
               titreflimlerini güçlendirerek iç kula¤a aktar›r; iç kulak da bu tit-
               reflimleri elektrik sinyallerine dönüfltürerek beyne gönderir.





                     HARUN YAHYA (ADNAN OKTAR)
   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176