Page 35 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 35

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)










                                                        DER N DEVLETLER N



                                                    MÜNAFIK  LE  TT FAKI









                     MÜNAFIK GÜÇLÜ SANDIĞI TARAFTAN YANA TAVIR ALIR


                     Münafıkların önemli bir özelliği, 'Allah'ın rızasının değil, şahsi çıkarlarının
                 peşinde olmaları'dır. Herhangi bir konuda kendilerine bir yol çizecekleri zaman,
                 "Hangi tarafta ya da kimin yanında olursam daha fazla çıkar ve imkan elde ede-

                 bilirim?" diye düşünürler. Ve bu hesapları doğrultusunda, her zaman kendilerince
                 daha fazla güç ve itibar sahibi olduğunu sandıkları taraftan yana bir tavır alırlar.
                     Bir ayette Allah'ın, "Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla, ne bunlarla..."

                 (Nisa Suresi, 143) sözleriyle bildirdiği gibi, kuvvet hangi tarafa geçerse, münafık
                 da ondan yana tavır alır. O devirde küfür kimse, kim güçlüyse, münafık ona
                 hizmet etmek ister. Firavun devrinde olsa Firavun'a, Nemrut devrinde olsa Nemrut'a

                 yanaşır. Başka bir deyişle, 'o devrin Firavun'u ve Firavun devleti hangisiyse, mü-
                 nafık onun yüceliğine inanır ve gücü orada sanarak oraya sığınır'. Günümüzde

                 de 'hangi dünya derin devletleri, hangi kirli yapılanmalar ve hangi şeytani güç
                 odakları daha güçlüyse', münafıklar hemen onlarla bağlantıya geçerler. Basit bir
                 ruha ve alçak bir karaktere sahip olan münafıklar, 'bu karanlık güç odaklarının

                 kendileri için bir nevi kurtarıcı olduğuna inanır' ve onlarla şeytani bir işbirliği
                 içine girerler.

                     Ancak Müslümanlar bir başarı kazanırsa, o zaman da hayasızca, "...Sizlerle
                 birlikte değil miydik?" (Hadid Suresi, 14) diyerek onlara yanaşırlar. Çıkarları için
                 bir süre daha sinsice Müslüman taklidi yapmaya devam ederler. Tekrar küfrün

                 güçlü olduğuna kanaat getirdiklerinde de, Müslümanlar aleyhinde onlarla ittifak
                 kurmaya yönelirler. Bir başka ayette "...Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı." (Al-i
                 İmran Suresi, 154) sözleriyle bildirildiği gibi, münafıklar her zaman önce enine bo-

                 yuna bir 'menfaat hesabı' yaparlar. Eğer Müslümanlardan bir çıkar elde edebile-
                 ceklerini düşünürlerse onlardan yana, küfürde bir imkan bulduklarını zannederlerse
                 de, hemen inkarcılardan yana dönerler.








                                                                                                             33
   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40