Page 63 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 63

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)






                 luğunu yapar ve bunları meşru göstermeye çabalarlar. Tüm bunların sonucunda
                 da, insanları gerçek İslam'dan uzaklaştırıp sapkınlığa sevk etmeye çalışırlar.
                     Ancak Allah Kuran'ın "Hiç şüphesiz, zikri (Kuran'ı) Biz indirdik Biz; onun

                 koruyucuları da gerçekten Biziz." (Hicr Suresi, 9) ayetiyle İslam'ın koruyucusu
                 olduğunu bildirmiştir. Allah, kıyamete kadar hak dinini koruyacaktır. "Onlar,

                 Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu ta-
                 mamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile." (Saff Suresi, 8) ayetiyle ise Allah, inkar
                 edenlerin ve münafıkların konuşmalarıyla yaptıkları telkinlerle İslam'ı bozmaya

                 ve dejenere etmeye çalışacaklarına dikkat çekmiş ancak bunda asla başarılı ola-
                 mayacaklarını hatırlatmıştır. Allah, münafıkların tüm çabalarına rağmen, dinini

                 batıl inanç ve felsefelere üstün kılacak ve İslam ahlakını tüm dünyada hakim ede-
                 cektir.



                     MÜNAFIK, ALLAH'I KURAN'LA DEĞ L, ŞEYTAN  ŞEK LDE ANAR

                     Münafığın en istemediği ve en azap duyduğu konulardan biri Allah'ı anmaktır.
                 Ancak Allah'ı zikretmek Müslümanların en önem verdiği ve dikkatlerinin en açık
                 olduğu konulardan biridir. Dolayısıyla bu konuda eksikliği olan kişiler de Müslü-

                 manların dikkatinden kaçmaz. İşte münafık da, deşifre olmamak için, zaman zaman,
                 ne kadar istemese de, Allah'ın anıldığı sohbetlere katılmak durumunda kalır. Ancak

                 bu tür durumları da, yine şeytani oyunları doğrultusunda değerlendirmeye çalışır.
                 Allah'ı anıyormuş gibi yaparken, konuşmalarına kattığı şeytani detaylarla, as-
                 lında sinsice Allah karşıtı inanç, ideoloji ve felsefelerin savunuculuğunu yapar.

                 Örneğin Allah'ı anıyormuş gibi başladığı bir konuşmada Allah'ı, Kuran'da Allah'ın
                 Kendi Zatını anlattığı şekilde değil de, felsefeyle anlatır. Allah'ı Kuran'la değil,

                 mantıkla açıklamaya kalkar. Allah'ın gücüne değil de, küfrün ve bilimin gücüne
                 inandığını vurgular. Örneğin evrenin yaratılışını Kuran'la değil, felsefe ile açık-
                 lamak ister.

                     Tam anlamıyla bir 'bilim züppesi' olan münafık 'hiçbir konuyu Kuran'la açık-
                 lamaz'. Konuşmalarında Yaratılış'ı inkar eden bilim adamlarının züppe izahlarını,
                 felsefenin karmaşık ve mantıksız açıklamalarını kullanır. Bilim elbette ki Allah'ın

                 büyüklüğünü kavramada yol gösterici olan büyük bir nimettir. Ancak münafık
                 bilimi -haşa- Allah'tan bağımsız ve daha büyük bir güç sanarak konuşur ki bu
                 da kesin bir yanılgıdır.

                     Ayrıca münafık, Allah'ın varlığını, birliğini Kuran ayetleriyle anlatmak yerine,
                 şeytanın yönlendirmesiyle, Kuran'ın ruhundan tamamen uzak bir üslupla, şeytani

                 mantık bozukluklarıyla konuşur. Kalbindeki hastalıktan dolayı, konuşurken Allah'ı




                                                                                                             61
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68