Page 17 - Davamız Metafiziktir
P. 17
7– ‘SAPKIN BİR DİNİ İNANIŞA SAHİP OLUP İNSANLARI DA
DİNLERİNDEN SAPTIRMAYA ÇALIŞMA’ İFTİRASI
Kuran'da birçok elçinin, inkarcıların büyük bir iftirası olarak, haşa "sapkın bir dini
inanışa sahip olmak ve insanları da mevcut inançlarından döndürmeye çalışmakla"
suçlandığı bildirilir. Müşrikler ve münafıklar, Allah'a ve ahiret gününe iman
etmedikleri halde, elçilere karşı gelirken ikiyüzlü ve sahtekarca haktan
yanaymış gibi görünürler. Halkı müminler aleyhinde kışkırtmak için elçileri ve onlara
tabi olanları, haşa hak dini değiştirmek hatta ortadan kaldırmak isteyen insanlar gibi
göstermeye çalışırlar.
Oysa, elçiler tam aksine Allah'ın gönderdiği hak dini savunan ve tebliğ eden,
hurafeleri ve batıl inançları ortadan kaldıran kutlu insanlardır. İnkarcıların bu
iftiralarındaki amaçları ise kendilerince samimi Müslümanları halkın gözünde haşa,
güvenilmez, tehlikeli ve "din kisvesi altında çıkar arayan" insanlar gibi göstermeye
çalışmaktır. Aynı iftiralara geçmişte Firavun ve yakın çevresi de Hz. Musa (as) ve Hz.
Harun (as)'a karşı başvurmuştur:
Dediler ki: "Bunlar her halde iki sihirbazdır, sizi sihirleriyle yurdunuzdan sürüp-
çıkarmak ve ÖRNEK OLARAK TUTTURDUĞUNUZ YOLUNUZU (DİNİNİZİ) YOK
ETMEK İSTEMEKTEDİRLER." Bunden ötürü, tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra
gruplar halinde gelin; bugün üstünlük sağlayan, gerçekten kurtuluşu bulmuştur.
(Taha Suresi, 63-64)
Bir başka ayette ise Firavun'un tüm inkarına ve zalimliğine rağmen suret-i haktan
görünerek şöyle dediği bildirilmektedir:
Firavun dedi ki: "Bırakın beni, Musa'yı öldüreyim de o (gitsin) Rabbine yalvarıp-
yakarsın. Çünkü ben, SİZİN DİNİNİZİ DEĞİŞTİRMESİNDEN ya da yeryüzünde
fesat çıkarmasından korkuyorum." (Mümin Suresi, 26)
Firavun'un bu sözlerinde samimi olmadığı, ancak bu iddiayı halkın gözünü boyamak
için ortaya attığı açıktır. Çünkü gerçek dini ortadan kaldırmak isteyen, yeryüzünde
fesat ve bozgunculuk çıkaran, insanlara zulmeden asıl kendisidir.
Hz. Musa (as) dışında da pek çok elçi benzer yalanlarla iftiraya maruz kalmıştır. Bu
mübarek elçilerden biri de Hz. Nuh (as)'tur. Ayetlerde şu şekilde bildirilmektedir:
KAVMİNİN ÖNDE GELENLERİ, "gerçekte biz seni açıkça bir 'şaşırmışlık ve
sapmışlık' içinde görüyoruz" dediler. O: "Ey kavmim, bende bir 'şaşırmışlık ve
sapmışlık' yoktur; ama ben alemlerin Rabbinden bir elçiyim." dedi. (Araf Suresi, 60-
61)