Page 29 - Davamız Metafiziktir
P. 29

3– ŞEHİT ETMEK VEYA ŞEHİT ETMEYE TEŞEBBÜS ETMEK

                   İnkar edenlerin Resullere yönelik en zalimce engelleme yollarından biri de dünyanın
                   bu en üstün imanlı ve en güzel ahlaklı insanlarını şehit etmeye çalışmalarıdır.
                   İnkar edenlerin önde gelenleri hemen her devirde bu yola başvurmuşlardır. Resulleri
                   ve onunla birlikte Allah'a iman etmiş kimseleri yollarından döndürmek için içlerinden
                   bir kısmını şehit etmiş ya da şehit etmeye teşebbüs etmişlerdir. Özellikle Resulleri şehit
                   ederek,  Allah’ın  dinini  yok  edebileceklerini,  diğer  iman  edenleri  de  bu  şekilde
                   dinlerinden döndürebileceklerini sanmışlardır.


                   Tarihte müşriklerin çirkin ve alçak bir adeti olarak, peygamberlerin getirdikleri hak dini
                   beğenmedikleri için onları şehit etmeleri ayette şöyle geçmektedir:


                      Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik ve ardından peşpeşe elçiler gönderdik. Meryem
                      oğlu İsa'ya da apaçık belgeler verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs'le teyid ettik. Demek,
                      size  ne  zaman  bir  elçi  nefsinizin  hoşlanmayacağı  bir  şeyle  gelse,
                      büyüklük taslayarak  bir  kısmınız  onu  yalanlayacak,  bir  kısmınız  da  onu
                      ÖLDÜRECEK MİSİNİZ? (Bakara Suresi, 87)


                   Kavminin  Hz.  Şuayb  (as)’ı taşa  tutup  şehit  etme  isteği de  inkar  edenlerin  Allah
                   yolunda olan kimselere karşı beslediği büyük kin ve düşmanlığın bir örneğidir. Ayette
                   şöyle buyrulmaktadır:


                      Ey  Şuayb"  dediler.  "Senin  söylediklerinin  çoğunu  biz  'kavrayıp  anlamıyoruz'.
                      Doğrusu biz seni içimizde zayıf biri görüyoruz. Eğer yakın-çevren olmasaydı,
                      gerçekten  SENİ  TAŞA  TUTAR-ÖLDÜRÜRDÜK. Sen  bize  karşı  güçlü  ve  üstün
                      değilsin." (Hud Suresi, 91)

                   Firavun ve yakın çevresinin de Hz. Musa (as)'ı şehit etmek için planlar kurduğu
                   ayette belirtilmektedir. Ancak, onlar bu tuzağı kurarken Allah, Hz. Musa (as)'a bu
                   tuzaklarını haber vererek tüm müminleri kurtarmıştır:

                      Şehrin öbür yakasından bir adam koşarak gelip dedi ki: "Ey Musa, önde gelenler,
                      SENİ ÖLDÜRMEK KONUSUNDA aralarında görüşmektedirler, artık sen çık git;
                      gerçekten ben sana öğüt verenlerdenim." (Kasas Suresi, 20)


                   İnkarcıların,  Resulleri  kendilerince  etkisiz  hale  getirebilmek  için  onları kapalı  ve
                   ölümcül  koşullara  sahip  bir  yere  hapsederek  şehit  etme yöntemleri  de  vardır.
                   Örneğin, daha önce de bahsettiğimiz gibi Hz. Yusuf (as), kardeşleri tarafından kuyuya
                   bırakılarak açlık ve susuzluktan, soğuk, rutubet ve hastalıktan ölmeye terk edilmiştir.


                   Hz.  İbrahim  (as)'ın  kavmi  ise,  onların  putlarını  kıran  ve  aşağılayan bu  kutlu
                   peygamberi ateşe atacak kadar azgınlık göstermişlerdir. Ancak Allah elçisini bu
                   zorluk gibi görünen durumdan mucizevi bir biçimde kurtarmıştır:


                      Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "ONU ÖLDÜRÜN YA DA
                      YAKIN" demek oldu. Böylece, Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman
                      eden bir kavim için ayetler vardır. (Ankebut Suresi, 24)
   24   25   26   27   28   29   30   31   32