Page 26 - Davamız Metafiziktir
P. 26
Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanlamıştı; böylece kulumuzu yalanladılar ve:
"Delidir" dediler. O BASKI ALTINA ALINIP ENGELLENMİŞTİ (tebliğden, davetten
alıkonmuş, vazgeçmeye zorlanmıştı). (Kamer Suresi, 9)
Hz Nuh (as) kavmini sürekli imana, hidayete, iyiliğe, adalete ve kurtuluşa davet ettiği
halde inkarcılar baskı ve zalimliklerini sürdürmekten geri adım atmamıştır. Hatta
Allah'ın bu mübarek ve seçkin kullarına karşı sürdürdükleri zulüm ve eziyetlerin
şiddetini giderek kat kat artırmışlardır. Bunun sonucunda, sebepler dairesinde hiçbir
çaresi ve çıkış yolu kalmayan Hz. Nuh (as)'ın Allah'a ettiği dua Kuran'da şöyle
haber verilir:
Sonunda Rabbine dua etti: "GERÇEKTEN BEN, YENİK DÜŞMÜŞ DURUMDAYIM.
ARTIK SEN İNTİKAM AL." (Kamer Suresi,10)
İşte bu duadan sonra Hz. Nuh (as)'un inkarcı kavminin başına gelen ve dünya
tarihine geçen büyük helak da Allah'ın belli bir imtihan döneminin ardından takdir
edilen zaman geldiğinde salih kullarının duasına nasıl icabet ettiğinin en güzel
örneklerinden biridir. Hz. Nuh (as)'un bu samimi duası vesileiyle Allah müminleri,
müşrik ve münafıkların eziyetlerinden kurtarmıştır. İnkar edenleri de bir daha
esameleri dahi okunmayacak bir biçimde helak etmiş ve yeryüzünden silip yok
etmiştir.
Günümüzde ise aynı baskı, engellenme ve imani faaliyetten alıkonmalar dünya
üzerinde küfrün en temel felsefesine ve en büyük fitnesine karşı en etkili ilmi ve
imani mücadeleyi yürüten Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yapılmaktadır.
SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARININ TÜRKİYE’Yİ VE İSLAM ALEMİNİ
DAĞITIP YOK ETMEK İSTEYEN KÜRESEL GÜÇ DECCALİYETİN, BİR DİĞER DEYİMLE
İNGİLİZ DERİN DEVLETİ'NİN HEDEFİ HALİNE GELMESİNİN VE SAYISIZ
KOMPLOLARA MARUZ KALMASININ YEGANE SEBEBİ KUŞKUSUZ Kİ İSLAM’I
TEBLİĞDE VE DECCALİYETİN FİKİR SİSTEMİYLE MÜCADELEDE DÜNYA ÇAPINDAKİ
ETKİLERİ VE KARARLILIKLARIDIR.
Fakat, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları bütün gücün Allah'a ait olduğunu
bildiklerinden, bu saldırılardan dolayı asla bir yılgınlığa ya da ümitsizliğe
düşmezler. Her anlarını sabır, kararlılık ve Allah'a tevekkülle geçirirler.
Müminler bu tür zorluk anlarıyla karşılaştıklarında, bunların Allah ve Resulü'nün
önceden haber verdiği olaylar olduğunu bildiklerinden vakar ve tevekküllerinden
bir şey kaybetmezler, aksine imanları artar.
Müminlerin bu kararlı tavırları bir ayette şöyle tarif edilir:
Müminler (düşman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapılmadan) dediler
ki: "BU, ALLAH'IN VE RESÛLÜ'NÜN BİZE VADETTİĞİ ŞEYDİR; ALLAH VE RESÛLÜ
DOĞRU SÖYLEMİŞTİR." Ve (bu,) yalnızca onların imanlarını ve teslimiyetlerini
arttırdı. (Ahzab Suresi, 22)