Page 102 - Altın Çağ
P. 102
ALTINÇAĞ
Stanley Miller tarafından 1953 yılında düzenlendi.
Miller, ilkel dünya atmosferinde olduğunu iddia ettiği
gazları bir deney düzeneğinde birleştirerek ve bu karışı-
ma enerji ekleyerek, proteinlerin yapısında kullanılan
birkaç organik molekül (aminoasit) sentezledi.
O yıllarda evrim adına önemli bir aşama gibi tanıtı-
lan bu deneyin geçerli olmadığı ve deneyde kullanılan
atmosferin gerçek dünya koşullarından çok farklı oldu-
ğu, ilerleyen yıllarda ortaya çıkacaktı. 33
Ale xan der Opa rin'in
Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de ha ya tın kö ke ni ne ev -
kullandığı atmosfer ortamının gerçekçi olmadığını itiraf etti. 34 rim ci bir açık la ma
ge tir mek için yü rüt -
Hayatın kökeni sorununu açıklamak için 20. yüzyıl tü ğü ça ba lar bü yük
boyunca yürütülen tüm evrimci çabalar hep başarısızlıkla bir fi yas koy la so nuç -
lan dı.
sonuçlandı. San Diego Scripps Enstitüsü'nden ünlü jeo-
kimyacı Jeffrey Bada, evrimci Earth dergisinde 1998 yılın-
da yayınlanan bir makalede bu gerçeği şöyle kabul eder:
Bugün, 20. yüzyılı geride bırakırken, hala, 20. yüzyıla
girdiğimizde sahip olduğumuz en büyük çözülmemiş
problemle karşı karşıyayız: Hayat yeryüzünde nasıl
başladı? 35
Ha ya tın Komp leks Ya pı sı
Evrim teorisinin hayatın kökeni konusunda bu
denli büyük bir açmaza girmesinin başlıca nedeni, en
En son ev rim ci kay nak la rın
basit sanılan canlı yapıların bile olağanüstü derecede da ka bul et ti ği gi bi, ha ya tın
kö ke ni, ha la ev rim te ori si
kompleks yapılara sahip olmasıdır. Canlı hücresi, insa-
için bü yük bir aç maz dır.
noğlunun yaptığı bütün teknolojik ürünlerden daha
komplekstir. Öyle ki bugün dünyanın en gelişmiş laboratuvarlarında bile cansız
maddeler biraraya getirilerek canlı bir hücre üretilememektedir.
Bir hücrenin meydana gelmesi için gereken şartlar, asla rastlantılarla açıklana-
mayacak kadar fazladır. Hücrenin en temel yapı taşı olan proteinlerin rastlantısal
olarak sentezlenme ihtimali; 500 aminoasitlik ortalama bir protein için, 10 950 'de
100