Page 277 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 277

YİRMİÜÇÜNCÜ  MEKTUB                                                                                   279

                                                    ِ
          çoğalması  sizi  müteessir etmesin.  ْءااشاْللّ  ْ نا ْ   neşrettiğin miktar bir Rah-
                                          ُ     ٰ
          mete mazhar olduğu zaman, pek Bereketli bir surette o Nurlu Çekirdekler,
          kesretli çiçekler açacaklar.

                 Bazı sualler soruyorsunuz. Aziz Kardeşim, yazılan galib Sözler ve
          Mektublar;  ihtiyarsız,  def'î  ve  ânî  bir  surette  Kalbe  geliyordu,  güzel
          oluyordu. Eğer ihtiyar ile Eski Said gibi Kuvve-i İlmiye ile düşünüp cevab
          versem;  sönük  düşer,  noksan  olur.  Bir  miktardır  ki;  Tulûat-ı  Kalbiye
          tevakkuf  etmiş,  hâfıza  kamçısı  kırılmış,  fakat  cevabsız  kalmamak  için
          gayet muhtasar birer cevab yazacağız:

                 Birinci  Sualiniz: Mü’minin Mü’mine en iyi Duası nasıl olmalıdır?

                 Elcevab:  Esbab-ı  kabul  dairesinde  olmalı.  Çünki  bazı  şerait
          dâhilinde Dua makbul olur. Şerait-i kabulün içtimaı nisbetinde makbuliyeti
          ziyadeleşir. Ezcümle: Dua edileceği vakit, İstiğfar ile manevî temizlenmeli,
          sonra  makbul  bir  Dua  olan  Salavat-ı  Şerifeyi  Şefaatçı  gibi  zikretmeli  ve
          âhirde  yine  Salavat  getirmeli. Çünki iki makbul Duanın ortasında bir Dua
                               ِ
          makbul  olur.  Hem   ْبيغ ل اْ     ِ ْ ب ْ  ظ ْ ه ِر    yani  "Gıyaben  ona  Dua  etmek";  hem

          Hadîste ve Kur'anda gelen me'sur Dualarla Dua etmek. Meselâ:
                                                                      ِ
                                                ِ
               ِ
                                     ِ
              ِ ْ ةرخٰلا ا     ْا ْ و ْ  ْ ين  ْ لا ْ ىد  ْ وِْني      ْ ا ْ دل  ْ فْه لْو  ْ   ل ْ  ْ ةيف اع ْ  لاْ ْ وْو ْ ف          ْ ع لا     ْ   ُل ْ ك ْ  ْ ئس ا ْ ِْ ن۪اْمهٰلل ا
                                                                       َّ


                                       ُ


                                                                         ُ

                                       ِ
                             ِ
                                                                    ِ
                                               ِ
                                                                ِ
                ِ ْ رانلاْبا ذ ْ ع ْانقْو ْة ْ نس ْ حْة    ْ خ ْ ر ِ  ْ ٰلا اْفو ْةن ْ سح ْا ْ ين ْ ىدلا ْ ْ فْا ْ نت ْ ٰاْ ْ ا ان َّ      ْ بر
                َّ








          gibi Câmi' Dualarla Dua etmek; hem Hulûs ve Huşu' ve Huzur-u Kalb ile
          Dua  etmek;  hem  Namazın  sonunda,  bilhassa  Sabah  Namazından  sonra;
          hem Mevâki'-i Mübarekede, hususan Mescidlerde; hem Cum'ada, hususan
          Saat-ı İcabede; hem Şuhur-u Selâsede, hususan Leyali-i Meşhurede; hem
          Ramazanda,  hususan  Leyle-i  Kadirde  Dua  etmek  Kabule  Karin  olması
          Rahmet-i  İlahiyeden  kaviyyen  me'muldür.  O  makbul  Duanın  ya  aynen
          dünyada  eseri  görünür  veyahut  Dua  olunanın  Âhiretine  ve  Hayat-ı
          Ebediyesi  cihetinde  makbul  olur.  Demek  aynı  maksad  yerine  gelmezse,
          Dua kabul olmadı denilmez; belki daha iyi bir surette kabul edilmiş denilir.

                 İkinci  Sualiniz:  Sahabe-i  Kiram  Hazeratına  Radıyallahü  Anh
          denildiğine binaen, başkalara da bu manada söylemek muvafık mıdır?

                 Elcevab:  Evet  denilir.  Çünki  Resul-i  Ekrem'in  bir  Şiarı  olan
          Aleyhissalâtü
   272   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282