Page 278 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 278

280                                                                                                              MEKTUBÂT


           Vesselâm Kelâmı gibi Radıyallahü Anh terkibi, Sahabeye mahsus bir Şiar
           değil,  belki  Sahabe  gibi  Veraset-i  Nübüvvet  denilen  Velayet-i  Kübrada
           bulunan ve Makam-ı Rızaya yetişen Eimme-i Erbaa, Şah-ı Geylanî, İmam-ı
           Rabbanî,  İmam-ı  Gazalî  gibi  Zâtlara  denilmeli.  Fakat  Örf-ü  Ülemada
           Sahabeye,  Radıyallahü  Anh;  Tâbiîn  ve  Tebe-i  Tâbiîne,  Rahimehullah;
           onlardan sonrakilere, Gaferehullah; ve Evliyaya, Kuddise Sırruhu denilir.

                  Üçüncü  Sualiniz:  Başta  Müctehidîn-i  İzam  İmamları  mı  efdal,
           yoksa Hak Tarîkatların Şahları, Aktabları mı efdaldir?

                  Elcevab: Umum Müctehidîn değil; belki Ebu Hanife, Mâlik, Şafiî,
           Ahmed  İbn-i  Hanbel;  Şahların,  Aktabların  fevkındedirler.  Fakat  hususî
           Faziletlerde  Şah-ı  Geylanî  gibi  bazı  Hârika  Kutublar,  bir  cihette  daha
           parlak makama sahibdirler. Fakat Küllî Fazilet İmamlarındır. Hem Tarîkat
           Şahlarının  bir  kısmı,  Müctehidlerdendir;  onun  için  umum  Müctehidîn,
           Aktabdan  daha  efdaldir  denilmez.  Fakat  Eimme-i  Erbaa,  Sahabeden  ve
           Mehdi'den sonra en efdallerdir denilir.
                                                           ِ
                  Dördüncü  Sualiniz:   ْ ربْني  ِ  ْ ص ا َّ  لاْ  ْ مْ ع        ٰ ْ للّ اْ  ْ نا  de  Hikmet  ve  gaye
                                                          َّ

           nedir?
                  Elcevab:  Cenab-ı  Hak,  Hakîm  İsmi  muktezası  olarak,  vücud-u
           eşyada bir merdivenin basamakları gibi bir tertib vaz'etmiş. Sabırsız adam
           teenni  ile  hareket  etmediği  için,  basamakları  ya  atlar  düşer  veya  noksan
           bırakır;  maksud  damına  çıkamaz.  Onun  için  hırs  mahrumiyete  sebebdir.
           Sabır ise müşkilâtın anahtarıdır ki,
                       ِ
                                     ِ
             ْفْ ِجر      ْ  لاْح  ْ ت ا  ْ فمْ ْ ب ْ صلاو  ۞ ْ  ْرساخْ ْ ب ِ ْ ئْاخْصي     ْ  ا ْ  ل ْ ح ْ  ر   durub-u emsal hükmüne




                  ُ

                           َّ ُ
                                                  ُ

           geçmiştir.  Demek  Cenab-ı  Hakk'ın  İnayet  ve  Tevfiki,  sabırlı  adamlarla
           beraberdir. Çünki sabır üçtür:

                  Biri:  Masiyetten  kendini  çekip  sabretmektir.  Şu  sabır  Takvadır,
                            ِ

            ْينقَّتم  ا ْ  ل  ْعمْللّ ا ْنا Sırrına mazhar eder.

                           َّ ٰ

                ُ

                  İkincisi:  Musibetlere  karşı  sabırdır  ki,  Tevekkül   ve   Teslimdir.
                                                               ِ
                                                      ِ
                         ِ
              ْ  رْني  ِ ْ با ْ صل  ْ ا  ْ بحيْ    ٰ ُ  ْ للّا  َّ  ِ  ْ ْ ا ْ ن ْ  ْ ۞  ْ ينل ِ    ْ ك ْ وت ْ م ل اْ ْ بح  ْ ْ ي    ٰ ُ  ْ للّاْ نا  Şerefine  mazhar
                                                             َّ

                                              ُ
                       ى
                  َّ
                                                   ى
           ediyor.
   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283