Page 375 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 375

YİRMİSEKİZİNCİ  MEKTUB –  YEDİNCİ  MES’ELE                                     377

                                                               ْ فَلِ  Sırr-ı Temsil
          Hizmet-i Kur'ana  aid  Yazılarıma  İhsan  etti.   ْمحْد     ُ  ْ ْ  لا  ِ ِ ٰ
          dûrbîniyle,  en  uzak  Hakikatlar  gayet  yakın  gösterildi.  Hem  Sırr-ı
          Temsil  Cihet-ül  Vahdetiyle,  en  dağınık  mes'eleler  toplattırıldı.  Hem
          Sırr-ı  Temsil  merdiveniyle, en  yüksek  Hakaike  kolaylıkla  yetiştirildi.
          Hem  Sırr-ı  Temsil  penceresiyle;  Hakaik-i  Gaybiyeye,  Esasat-ı
          İslâmiyeye  şuhuda  yakın  bir  Yakîn-i  Îmaniye  hasıl  oldu.  Akıl  ile
          beraber vehim ve hayal, hattâ nefs ve heva teslime mecbur olduğu gibi,
          şeytan dahi Teslim-i Silâha mecbur oldu.

                 Elhasıl:  Yazılarımda  ne  kadar  güzellik  ve  tesir  bulunsa,  ancak
          Temsilât-ı  Kur'aniyenin  Lemaatındandır.  Benim  hissem;  yalnız  şiddet-i
          ihtiyacımla  talebdir  ve  gayet  aczimle  tazarruumdur.  Derd  benimdir,
          Deva Kur'anındır.
                                          * * *

                 Yedinci Mes'elenin Hâtimesidir

                  [Sekiz İnayet-i İlahiye suretinde gelen İşarat-ı Gaybiyeye dair
          gelen veya gelmek ihtimali olan evhamı izale etmek ve bir Sırr-ı Azîm-i
          İnayeti beyan etmeye dairdir.]

                 Şu Hâtime "Dört Nükte"dir:

                 B  i  r  i  n  c  i    N  ü  k  t  e  :  Yirmisekizinci  Mektub'un  Yedinci
          Mes'elesinde  yedi-sekiz  küllî  ve  manevî  İnayat-ı  İlahiyeden  hissettiğimiz
          bir  İşaret-i  Gaybiyeyi,  "Sekizinci  İnayet"  namıyla  "Tevafukat"  tabiri
          altındaki nakışta o İşaratın cilvesini gördüğümüzü iddia etmiştik. Ve iddia
          ediyoruz ki: Bu yedi-sekiz küllî İnayatlar, o derece kuvvetli ve kat'îdirler
          ki, herbirisi tek başıyla o İşarat-ı Gaybiyeyi isbat eder. Farz-ı muhal olarak
          bir kısmı zaîf görülse, hattâ inkâr edilse; o İşarat-ı Gaybiyenin kat'iyyetine
          halel  vermez.  O  sekiz  İnayatı  inkâr  edemeyen,  o  İşaratı  inkâr  edemez.
          Fakat  tabakat-ı  nâs  muhtelif  olduğu,  hem  kesretli  tabaka  olan  tabaka-i
          avam  gözüne  daha  ziyade  itimad  ettiği  için;  o  sekiz  İnayatın  içinde  en
          kuvvetlisi değil, belki en zahirîsi Tevafukat olduğundan; -çendan ötekiler
          daha  kuvvetli,  fakat  bu  daha  umumî  olduğu  için-  ona  gelen  evhamı
          def'etmek maksadıyla, bir müvazene nev'inden, bir Hakikatı beyan etmeye
          mecbur kaldım. Şöyle ki:
                 O    zahirî   İnayet   hakkında   demiştik:   Yazdığımız   Risalelerde,

            ْ ٰارقن    ُ   Kelimesi ve  ْر ك ا ْ ْ ِ لو ُ  ْ ر ْ س  Aleyhissalâtü Vesselâm Kelimesinde öyle
                           م


          bir  derece  Tevafukat  görünüyor..  hiçbir şübhe bırakmıyor ki, bir Kasd ile
   370   371   372   373   374   375   376   377   378   379   380