Page 459 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 459
ZEYL 461
Çünki Kâinatı Ehl-i Vahdet-ül Vücud gibi, huzur-u dâimî kazanmak
için i'dama mahkûm zannedib َّْلاْهْو ُ ِ ْ اْ دو ْ مْ ْ و ْ ج ُ ْ لا hükmetmeye veyahut
Ehl-i Vahdet-üş Şuhud gibi, huzur-u dâimî için Kâinatı nisyan-ı
ه
ْ
ْ
mutlak hapsinde hapse mahkûm tahayyül edib ْ َّلاا ِ ْ ش ْ ه ْ دو ْ ْ مْ لا demeye
و
ُ
ُ
mecbur olmuyor. Belki i'damdan ve hapisten gayet zahir olarak
Kur'an afvettiğinden, o da sarf-ı nazar edib ve mevcudatı kendileri
hesabına Hizmetten azlederek Fâtır-ı Zülcelal hesabına istihdam edib
Esma-i Hüsnasının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal
ederek Mana-yı Harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten
kurtulup Huzur-u Dâimîye girmektir; herşeyde Cenab-ı Hakk'a bir
yol bulmaktır.
E l h a s ı l : Mevcudatı mevcudat hesabına Hizmetten
azlederek, mana-yı ismiyle bakmamaktır...
* * *
Otuzuncu Mektub
Matbu', Arabî "İşarat-ül İ'caz Tefsiri"dir.
Otuzbirinci Mektub
Otuzbir "Lem'a"dır.
Otuzikinci Mektub
Kendi kendine manzum tarzını alan matbu' "Lemaat"
Risalesidir. Aynı zamanda "Otuzikinci Lem'a" olup, "Sözler" mecmua-
sının âhirinde neşredilmiştir.
Otuzüçüncü Mektub
Marifet-i İlahiyeye pencereler açan "Otuzüç Pencereli Risale"
olup, bir cihette "Otuzüçüncü Söz" olduğundan Sözler Mecmuasında
neşredilmiş, buraya dercedilmemiştir.