Page 487 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 487

FİHRİST                                                                                                                     489

                                                                     Sahife No:

                                                 ْ لف Âyetinin bir Sırrına dairdir
                 İ k i n c i   M i s a l :    ْدْس  ْ سل  ْ م ْ ه ْ ا  ُ   ِ ِ ِ
                                        ُ  ى ُ
          ki,  mimsiz  medeniyet  nasıl  kıza  hakkından  fazla  hak  verdiğinden
          haksızlık etmiş; öyle de, vâlide hakkında hakkını kesmekle daha ziyade
          haksızlık ettiğini  ve  en muhterem  bir  Hakikat  olan  vâlidelik  şefkatine
          karşı dehşetli bir haksızlık ve vahşetli bir hürmetsizlik ve cinayetli bir
          hakaret  ve  Arş-ı  Rahmeti  titreten  bir  küfran-ı  ni’met  ve  hayat-ı
          içtimaiyenin tiryak gibi bir rabıta-i şefkatine bir zehir katmak hükmünde
          bir hata olduğunu isbat eder.

          O N İ K İ N C İ    M E K T U B : ....................................................42-45

                 Mütefennin  bazı  dostların  münakaşa ettikleri üç  mes'eleye dair
          üç suallerine muhtasar üç cevabdır.

                 BİRİNCİ  SUAL:  "Hazret-i  Âdem'in  Cennet'ten  ihracı  ve  bir
          kısım  Benî-Âdemin  Cehennem'e  idhali  Hikmeti  nedir?"  sualine, gayet
          kat'î bir cevab veriyor.

                 İKİNCİ SUAL: "Şeytanların ve şerlerin Halk ve İcadı, şer değil
          mi?, çirkin değil mi?. Cemil-i Mutlak ve Rahîm-i Alelıtlak'ın Cemâl-i
          Rahmeti nasıl müsaade etmiş?" sualine karşı gayet kat'î bir surette cevab
          veriyor.

                 ÜÇÜNCÜ SUAL: "Masum insanlara ve hayvanlara musibet ve
          belaları musallat etmek, zulüm değil mi? Âdil-i Mutlak'ın adaleti nasıl
          müsaade ediyor?" diye sualin cevabında gayet mukni' ve kat'î bir tarzda
          cevab veriyor.

          O N Ü Ç Ü N C Ü    M E K T U B : ................................................46-49

                 Ehl-i  dünya  ve  ehl-i  siyasetin  bana  ettikleri  zulüm  ve  tazyik
          karşısındaki  sükût  ve  tahammülümü  merak  eden  çok  Kardeşlerimin
          müteaddid suallerine karşı, Eski Said Lisaniyle ve Yeni Said'in Kalbiyle
          verilmiş  ibretli  ve  merak-aver  bir  cevabdır.  Esası  şudur  ki:  Hâlık-ı
          Rahîm'in Rahmeti Yâr ise, herkes Yârdır, her yer yarar; eğer Yâr

                                                                             ْ فَلِ
          değilse,  herşey  Kalbe  bârdır,  herkes  de  düşmandır.  ْدم ْ ح  ْ ْ  لا  ِ ِ ٰ
                                                                          ُ
          Rahmet-i  İlahiye  Yâr  olduğu  için;  ehl-i  dünyanın  bana  ettikleri
          enva'-ı zulmü,  O   Rahmet-i İlahiye   Enva'-ı Rahmete   çevirmiştir.
   482   483   484   485   486   487   488   489   490   491   492