Page 155 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 155

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 157

                  (Kuleönü'nden  Sarıbıçak  Mübarek  Mustafa'nın  Kardeşi  Küçük
           Ali'nin fıkrasıdır)

                          (Bulunduğumuz  asrın  yaralılarından,  manevî  doktora
                          muhtaç bir gencin fıkrasıdır)

                  Aziz, Şefkatli, Muhterem Üstadım!

                  Bulunduğumuz  asır,  manevî  Seferberlik  (harb)  zamanı
           olduğundan,  vücudumdaki  yaralara  baktıkça,  yaralar  gitgide  daha
           fazlalaşmakta iken.. bir gün işittim ki, "sağdan sola geçiniz" diye ilân
           ediyorlar. Ve otuziki Harfin birkaç adedini gaib edip ilân edince öyle bir
           yara daha açıldı ki; evvelki yaraları unutturdu. Nasılki nass-ı Kur´ân'da:

                                                          ِ
                                ِ
                                                                         ِ
                                                  ِ
                                                                ِ
                                   ِ
                  ةمحر كن    د   َل نم  انتۤا     ٓ انبر  ا وُلا   قف    ف ْ     ْ َك   ه      لا   َ لا ةيتف   ْلا ى   وَا ذا
                                              َ َ
                                  َ
                                                                     َ ْ
                                                            ُ َ ْ
                                       َ َّ َ
                              ْ ُ َ ْ
                  ً َ ْ َ
                                              ِ
                                 ا   دشر  انِرمَا  نم ان   َل ء ِ يّه و
                                  ً َ
                                                 َ
                                       َ َ
                                                    ْ َ َ
                                             ْ ْ
                                                      ِّ
           Ashab-ı  Kehf  Efendilerimiz  beş  veya  sekiz  delikanlı  -asrımızdaki
           tahammül edilmeyen fenalık gibi- o asırda fenalıktan, fitneden kaçarak
           mağaraya iltica ettiler. Sebebi ise; Din-i Hak üzere bulunan Ehl-i İmanı,
           zamanlarının  padişahı  olan  Dakyanus  putperestliğe  davet  edip,  kabul
           edenleri putlara kurban kestirip, kabul etmeyenleri katliam ettiği sırada,
           Ashab-ı Kehf Efendilerimiz mağaraya çekildiler.

                  Ben  de  asrımıza  ve  yaralarımıza  baktıkça,  bütün  gün  Ruhum
           çırpınmakta iken, "Acaba bu karmakarışık zamanda, benim gibi böyle
           manevî yaralı gençler, o Mahkeme-i Kübrada, Cenab-ı Vâcib-ül Vücud
           ve  Tekaddes  Hazretlerinin  Huzurunda,  Peygamberimiz  Muhammed
           Mustafa    Aleyhissalâtü   Vesselâm    Efendimizden     nasıl   Şefaat
           dileyebilirler" diyerek, bütün gün Ruhum ağlardı. Madem Muhammed
           Aleyhissalâtü Vesselâm'a, binlerce maddî ve manevî yaralılar, dilsizler,
           nüzul  olmuş,  bütün  Kalbi  kararmış,  İmanı  yok  bedevi  adamlar,
           Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın  yanına vardığında, bir saat, bir
           gün Sohbet-i Nebevîde bulunur; sonra kavim ve kabilelerine Rehber ve
           Muallim  olarak  döndüler.  Ve  madem  Kıyamete  kadar  bâki  bıraktığı
           Kur´ân    ve     Kur´ân'ın    tayin     etmiş    olduğu   manevî     doktorlar,
           Kıyamete kadar   gelecek   Mü'minlere   maddî ve   manevî     doktorluk
           vazifesini görecekler.   Ve  şimdiki  hal  vilayetimiz  dâhilinde   bulunan
   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160