Page 160 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 160
162 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
(İmamoğlu Hâfız Mustafa'nın bir fıkrasıdır)
(Bütün Söz ve Mektubat'ın birer Mürşid-i Kâmil Vazifesini
gördüklerine dair hatıra gelen bir Mektubdur)
Üstadım Efendim!
Bundan bir sene evvel -Sözler ve Mektubat'ı istinsah esnasında-
bazı nükteler, kendi emraz-ı kalbiyeme muvafık bir ilâç geldiğinden
"Evet bu Nükteyi altun yazı ile yazmalı" diye söylerdim.
ِ
للّٰ دمحْلَا Lem'alar te'lif edildi. Bütün Söz ve Mek-
۪ بر ِلضف نم اَذه ِ ِ ه ُ ْ َ
ْ َ
ٰ
ِّ َ
ْ
tubat'a Feyizleriyle anahtarlık yaptı. Şöyle ki: Kışın en şedid tehlikeli ve
fırtınalı zamanında -yırtıcı hayvanların en azgın ve kuvvetli
zamanlarında- geniş sahrada, çamurlu bir yolda giden bir yolcunun
imdadsız, kimsesiz, o tehlikeler içinde, düşe kalka, yüzde doksandokuz
fırtınalar ve o yırtıcı canavarların elinde parçalanacağı ve telef olacağı
hengâmda, kendini kurtarmak isteyen o yolcunun gözüne tesadüf eden,
sahranın ortasındaki çelikten daha güzel, polattan daha kuvvetli
yapılmış bir saraya rastgelmesi, o yolcuyu o kadar memnun ve mesrur
eder ki; hattâ o saraya daha çabuk yetişip, yırtıcı hayvanlar tarafından
parçalanmasından halas olmak için koşarak, acelesinden ayaklarının bile
yere temas etmesini istemeyen bu yolcu, kendisinin saraya girmesine
vesile olanlara, değil bütün malını vermek, belki canını feda eder.
İşte asrımızda Sözler ve Mektublar, o yolcunun saraya
rastgelmesiyle bütün tehlikelerden kurtulduğu gibi, ins ve cinn
canavarlarının tehlikelerinden kurtulmak için Sözler'in her biri o
kaleden daha sağlam bir tahassüngâh olduğuna yüz bin kanaatım vardır.
للّٰ, o sarayın anahtar vazifesini Lem'alar'ın Feyziyle bulabildim.
دمحْلا ِ ِ ه
ْ َ
O tehlikelerden bîçare zayıf Ruhumu kurtarmak için içeriye girdim.
Gördüm ki: Cennet sekiz tabaka olup, hiç birbirine mani' olmadığı ve
benzemediği gibi, birine girdiğimde onun letafeti evvelki girdiğimin
lezzetini tazelendirdiği gibi, Risaleler aynen öyledir.
İmam oğlu
Hâfız Mustafa
(R.H.)
* * *