Page 273 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 273

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 275

           gelmiyor. Demek şu Âyetteki Hurufatın vazifesi, Âyetin manasını teyid
           ederek,  bahsettiği  Sahabelerin  esmasına  bakıyorlar.  Evet  şu  Âyet-i
           Kerime  Cümleleriyle  gösterdiği  aynı  hükmü  yine  Kelimeleriyle,
           Hurufatıyla  aynı  manaya  işaret  eder.  Meselâ,  şu  Âyetin  Hurufatları
           Ashaba baktıkları gibi, kayıdları da Ashabın Sıfat-ı Meşhuresine bakar.
           O Sıfâtı göstermekle, o Sıfat Sahiblerine parmak basıyorlar.


                  Meselâ:   عم     ني ۪    و ا   ذَّل   daki  Maiyet-i  Hâssa,  Sohbet-i  Mahsusayı
                          ه

                                    َ
                           َ
                               َ َ ُ
           zikretmekle Ebu Bekir-is Sıddık'ın medar-ı fahri ve şöhreti olan Maiyet-
                                                           ِ
                                             ِ
                                             ر
                                              ا

           i Hâssa ile başına parmak basıyor.    َّفُكلا  َ ل  ُ َ    َّد   ٓا   ء     ع    شَا Şiddet-i Hamiyet-i
                                                 ْ
           İslâmiye  ile  küffara  galebe-i  kat'iyyesi  ile  şöhret-şiar  olan  Hazret-i

                                      ه

                                     م
           Ömer'i âyine gibi gösterir.   ن      ب   ي    ءٓ ام   حر Şefkat-i Rahîmane ile meşhur-u
                                           ُ َ ْ َ ُ ْ
                                              َ ُ َ
           enam olan Hazret-i Osman-ı Zinnureyn'e parmak basıyor.
           ا   دجس اًعَّك  ُ    ت   ر   يه   م     ر  َ ٰ ْ ُ   kaydıyla, Rüku' ve Secdede devam ve kesrette meşhur
            ً َّ
               ُ
           olan Hazret-i Aliyy-il Murtaza'ya işaret ediyor.
                             ِ
                 ِ
            ًنا
           ا
              وضر   َ      و    ِ   للّٰا   ن   م  لا   ض   ف     غ و ن    تبي  Cümlesiyle  Ehl-i  Biat-ı  Rıdvan'a,
                       ه
                                           ْ ُ َ
                           َ
              َ ْ
                                         َ َ
                                   َ ْ ً
                        ِ
                            ِ
           ِ   د وجسلا ِر      ثَا    نم م ِ   هه    ه   م     ۪ ف     و   ج و  اميس Ashab-ı Suffa'ya,
                                           ۪
             ُ ُّ  َ  ْ   ْ     ُ ُ     َ ُ ْ
                              ِ
           ِ
                    ِ
           ة
            ي
              و  ا   َّتل   ف م ُ ْ      م   ث      كل   ذ Fukaha ve Ülema-i Sahabeye,


                               ٰ َ َ َ ُل   ه
             ر
              ْ ٰ
             ِلي ۪ جن ْ  ِ      ْا   لا  ِ      ف    مه   ُلث   مو  Ashab-ı  Huneyn  ve  Feth,  Uhud  ve  Bedir'deki
                             َ َ َ ْ ُ
           Sahabelerin namdar yiğitlerine işaret ettiği gibi, Enbiyadan sonra Benî
           Âdem  içinde  en  yüksek,  en  namdar,  en  mümtaz  olan  Sahabelerin
           Medar-ı Rüchaniyetleri,  Menşe'-i İmtiyazları   ve   Maden-i Meziyetleri
   268   269   270   271   272   273   274   275   276   277   278