Page 271 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 271

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 273

                  Hem  bir  vakit  bir  padişah  sarhoş  olur,  çocukların  içine  girer,
           onları  vükela  ve  ümera-yı  askeriye  zanneder.  Şâhane  emir  verir,
           çocukların  hoşuna  gider,  iyi  itaat  ettiklerinden  güzelce  bir  eğlence
           yapar.
                  İşte  küfür  bir  divaneliktir,  dalalet  bir  sarhoşluktur,  gaflet  bir
           sersemliktir  ki;  bâki  meta'  yerine  fâni  meta'ı  alır.  İşte  şu  sırdandır  ki,
           ehl-i  dalaletin  hissiyatları  şiddetlidir.  İnadı,  hırsı,  hasedi  gibi  herşeyi
           şediddir. Bir dakika meraka değmeyen bir şeye, bir sene inad eder.

                  Evet   küfrün    divaneliğiyle,   dalaletin  sekriyle,   gafletin
           şaşkınlığıyla fıtraten ebedî ve ebed müşterisi olan bir Latife-i İnsaniye
           sukut eder; ebedî şeyler yerine fâni şeyler alır, yüksek fiyat verir. Fakat
           Mü'minde dahi bir maraz-ı asabî bulunuyor veya maraz-ı kalbî var. O
           dahi  ehl-i  dalalet  gibi,  ehemmiyetsiz  şeylere  ziyade  ehemmiyet  verir.
           Lâkin çabuk kusurunu anlar, istiğfar eder, ısrar etmez.


                                                  ِ
                                                َ
                                 ْ
                                                     ٰ ُ
                             َ    ْا ان    َطخَا     ٓ ا   وَا    ني  ۪  ْ  ِ      ا   ن    َ نَ  انْذخ اءوت  َلا  انبر
                                      َ ْ
                                                            َ َّ َ

                  BEŞİNCİ MES'ELE:

                  Mühim bir Sırr-ı Âyet:

                  Kur´ân-ı Mu'ciz-ül Beyan mecmuu Mu'cize olduğu gibi, her bir
           Suresi dahi bir Mu'cize, hattâ pek çok Âyetlerin herbirisi birer Mu'cize
           veya  bir Lem'a-yı İ’cazı gösterir bir tarzdadır. Meselâ, Sahabeden bahs-
                                                   ِ

                                                   للّٰ
                                                     ا
           eden    Âhir-i Sure-i Feth  olan  Âyeti ki     لوسر     دمح   م   dan   başlar,
                                                       ُ
                                                    ه
                                                                 ُ َ
                                                             ٌ َّ َ
                                                          ُ
           bütün  Huruf-u  Hecaiyeyi  tazammun  etmekle  beraber,  Sahabenin
           Tabakat-ı  Meşhuresinin  ki  Ashab-ı  Bedir,  Şüheda-i  Uhud,  Ashab-ı
           Suffa,  Ehl-i  Biat-ı  Rıdvan  gibi  Şöhretgîr-i  Âlem  tabakatın  esmasının
           adedine işaret ediyor ve şu Âyetten evvelki  هَلوس َ    َل     ر    سرَا  ٓ ْ    ي    ۪    ه   و   ا   َّل   ذ  ُ َ     Âyeti
                                                     ُ
                                                             َ
                                                        ُ
           altmışüç  harf  olduğundan  Ömr-ü  Nebeviyeye  işaret  ettiği  gibi,
           bahsettiğimiz Âyetle beraber Ashab-ı Bedir ve Suffa ve Uhud ve Ehl-i
           Beyt-i  Nebevî'nin  adedini  gösterir.  İşte  âhirdeki  Âyetin  adedi  ikiyüz
           altmıştır.     Ashab - ı  Bedir,   Şüheda - yı  Uhud    ile    beraber,    Bedir
   266   267   268   269   270   271   272   273   274   275   276