Page 337 - Üst Akıl İngiliz Derin Devleti'nin İç Yüzü 1. Cilt
P. 337
ADNAN HARUN YAHYA
faydalanabilmek amacıyla Halife'nin nüfuzunu kullanmak istediler. Örneğin Hin-
distan'ın güneyinde yer alan Meysur Sultanlığı ile hakimiyet mücadelesi sırasında
İngiltere, Osmanlı Padişah'ı III. Selim'e başvurup Meysur'un başındaki Sultan
Tipu'ya mektup yazmasını ve İngilizlere karşı savaşmamasını tavsiye etmesini iste-
1
mişti. Gerçekten de III. Selim, 1798'de bu mektubu kaleme aldı.
1857 yılında Hindistan'da İngiliz işgallerine karşı büyük ayaklanmalar çıkınca yine
Osmanlı Halifesi'nden yardım istendi. Fakat Hilafet makamının bu büyük nüfuzu,
bu sefer İngiliz derin devletini düşündürmeye başlamıştı. Şartlar değiştiği zaman
Halifeliğin dini ve siyasi ağırlığı, kendilerine karşı da tehdit oluşturabilirdi. Bu yüz-
den İngiliz derin devleti, çok yönlü bir Hilafet politikası planlaması yaparak kendi
sömürgelerinde yaşayan Müslüman nüfus içinde Halifeliğin etkisini zayıflatma
çalışmalarına başladı.
İngiliz Dışişleri Bakanlığı danışmanlarından George Percy Badger, Ocak 1873'te
Osmanlı Hilafeti hakkında bir rapor hazırladı. Bu rapora göre Peygamber Efendi-
miz (sav)'in Arap olduğu için Hilafetin de bir Arap kurumu olması gerekliydi.
Ancak Osmanlı Sultanları, özellikle Asya Müslümanları arasında gerçek bir Halife
olarak kabul ediliyor ve hürmet görüyordu. İngiliz derin devleti, bu aldatıcı "ırk"
meselesinden yola çıkarak özellikle Arap Müslümanlarını Osmanlı'ya karşı kışkırt-
maya çalıştı. Derin planlara göre bu taktik, Arapların Osmanlı padişahlarını Halife
olarak tanımalarını engelleyecek ve böylelikle Osmanlı Halifelerinin İslam dünya-
sındaki nüfuzu azalacaktı.
Bu rapordan sadece 5 ay sonra İngiliz Dışişleri Bakanlığı İslam ülkelerindeki tüm
temsilciliklerine bir memorandum yolladı. Bakanlık, "Müslümanlar arasında yaşa-
nan dini karakterli siyasi uyanışı andıran gelişmeler hakkındaki gözlemlerinin" en
kısa zamanda rapor edilmesini istedi. 2
Yaklaşık 60 milyon Müslümanın yaşadığı bölgelerdeki hakimiyeti açısından İngil-
tere, Osmanlı'ya ve elinde bulundurduğu Hilafet makamına cephe almaya başla-
mıştı.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nda diplomat olarak çalışmış olan Wilfrid Scaven Blunt,
Ortadoğu ve Arap uzmanı olarak biliniyordu. Bölgeye yaptığı ziyaretlerle Arap
bağımsızlık hareketinin önemli destekçilerinden olan Blunt, Arapları Osmanlı'dan
ayırmak için planlar üretmeye başlamıştı. The Future of Islam (İslam'ın Geleceği)
isimli kitabında Osmanlı Hilafetine ağır suçlamalar yöneltmişti:
Osmanlı hanedanı İslam'ın felaket sebebidir ve sonu yaklaşmıştır... Adı ister Abdülaziz olsun,
ister Abdülhamid , bir Osmanlı Halifesi var olduğu sürece İslam dünyasında ahlaki bir ilerle-
me olamayacak ve içtihat kapısı açılamayacaktır. Abdülhamid 'in yönetimi ne adildir ne de
335