Page 338 - Üst Akıl İngiliz Derin Devleti'nin İç Yüzü 1. Cilt
P. 338

336




              İslam hukukuna uygundur. Tamamen askeri güce dayanan böyle bir yönetim uzun süre yaşa-
              yamaz. Dolayısıyla yakın bir gelecekte Hilafet Mekke veya Medine'ye nakledilecektir. 3

              Blunt, geçmişte yüksek bir medeniyete sahip olan Arapların geri kalmalarının en
              büyük sorumlusunun Osmanlı Devleti olduğunu iddia ediyordu. İngiltere'nin artık
              milyonlarca Müslümana sahip bir imparatorluğunun olduğunu ve İstanbul'daki
              Halife'yi desteklemek yerine, kendi himayesi altında bulunan, yönlendirmesi kolay
              olacak bir Arap Halifesine yatırım yapmasının stratejik açıdan daha mantıklı oldu-
              ğu düşünüyordu. Bağımsız Arap krallıklarının kurulabilmesi ve Hilafetin Mekke'ye
              taşınması durumunda, bölgedeki Osmanlı hakimiyetinin çökertilebileceğine inanı-
              yordu.
              İngilizlerin Hindistan Dış Politika Sekreteri Graat, İngilizlerin Mısır Yüksek Komi-
              seri Kitchener'e yazdığı bir mektupta, İngiliz derin devletinin aslında nasıl bir Arap
              devleti arzuladığını açıkça belirtiyordu:
              Kuvvetli bir Arap Halifeliği meydana getirilmesi, kesinlikle İngiltere'nin arzuları dahilinde ola-
              maz. Biz, birleşik bir Arap devleti istemeyiz. Araplar, zayıf ve parçalanmış bir statüde bulun-
              malıdırlar. Bizim hakimiyetimiz altında, mümkün olduğu kadar küçük prensliklere ayrılmış
              oldukları halde, İngiltere'ye karşı zayıf mukavemetli, fakat Batı'nın büyük devletleri'ne karşı
              tampon bir statüde kalmalıdırlar. 4
              I. Dünya Savaşı günlerinde İngilizlerin, Araplara ve Hilafet makamına vermek iste-
              dikleri statü hakkında bir diğer Batılı kaynakta şu açıklamalar yer almaktadır:
              Rahat rahat hükümran olmak için, tefrika ve nifak icat etmek yolundaki eski politikalarına
              sadık olan İngilizler, mültehid (birleşmiş) ve kudretli bir büyük (Arap) imparatorluğunu, ne
              pahasına olursa olsun, kesinlikle arzu etmiyorlardı. Çünkü böyle bir imparatorluğun hüküm-
              darı, behemehal müstakil kalmak arzusuna düşecekti. İngilizler, küçük devletlerden oluşmuş
              bir mürekkep federasyonunu daha ziyade arzu ediyorlardı. Bu sayede, muhtelif şeyler arasın-
              da çıkacak ihtilaflarda hakemlik etmek için, İngilizlere lüzum hissolunacaktı. İngilizler, büyük
              bir Arap İmparatorluğu lehine Kuveyt, Bahreyn, Maskat, Hadramut Emirlikleri üzerindeki
              hakimiyet haklarından vazgeçmek fikrinde de değillerdi. Diğer taraftan hilâfet meselesi, İngil-
              tere için pek nazikti. İngiltere, Hindistan Müslümanlarının hissiyatını da hesaba katmak mec-
              buriyetinde idi. Hindistan Müslümanları ise, Araplardan ziyade Türklere taraftardılar. İstan-
              bul Halifesi'ne bağlı kalmak istiyorlardı. 5

              Görülüyor ki, yüz milyonluk Arap aleminin, sınırları ihtilaflarla dolu şekilde 16
              Arap devletçiğine bölünmesi, sadece İngiliz derin devletine hizmet etmek içindi.

              Arap dünyasını parçalara bölerek hem Osmanlı'dan hem de birbirlerinden ayırma
              stratejisi, 1800'lerin sonu ve 1900'lerin ilk yıllarında İngiliz derin devletinin temel
              politikası olmuştur. Zaten kitabın ilerleyen bölümlerinde de çok detaylıca görülece-




           ÜST AKIL İNGİLİZ DERİN DEVLETİNİN İÇYÜZÜ
   333   334   335   336   337   338   339   340   341   342   343