Page 103 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 103
Harun Yahya (Adnan Oktar) 101
Ona hikmet ve anlatım çarpıcılığını vermiştik" (Sad Suresi,
20) denir. Bir diğer ayette ise hikmeti şöyle açıklar:
"Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hik-
met verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl
sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez." (Bakara
Suresi, 269)
Tebliğ yapan müminin hikmetli konuşması çok önemlidir. Nite-
kim ayette Allah, "Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle
çağır..." (Nahl Suresi, 125) emrini verir. Dolayısıyla mümin, hik-
metli konuşabilmek için Allah'a dua etmeli, fiili dua olarak da müm-
kün olduğunca bu konu üzerinde düşünüp kendini ölçmelidir. Hik-
metli bir tebliğin nasıl olması gerektiği ana hatlarıyla bellidir:
Tebliği yapan kişinin karşısındakinin ihtiyaçlarını tespit ettikten
sonra, bunlara en güzel ve en etkileyici şekilde cevap vermesi gere-
kir. Allah'ın dinini anlatırken müminin gösterişli ve ağdalı üsluptan
kaçınması gerekir. Bilgi göstermeye yönelik yapay bir çabaya girme-
den, kişinin tam ihtiyaçlarına yönelik ve onun kalbini rahatlatacak,
tatmin edici, netice verici, açık ve net bir üslupla, kısacası hikmetli
bir biçimde konuşmak, tebliğ yapan müminin sahip olması gereken
çok önemli bir özelliktir.
Hikmet, müminin Kuran ayetlerine olan hakimiyetiyle de doğru
orantılıdır. Allah'ın ayette bildirdiği, "Onların sana getirdikleri
hiçbir örnek yoktur ki, Biz (ona karşı) sana hakkı ve en
güzel açıklama tarzını getirmiş olmayalım" (Furkan Suresi,
33) hükmüne göre, inkarcıların öne sürdüğü her türlü çarpık man-
tığın cevabı, Kuran'da vardır. Mümin, Kuran'ı çok iyi bilir, özümser