Page 106 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 106

104              KURAN’DA TEBLİĞ VE TARTIŞMA


              tıp-saptırır, Kendisi'ne katıksızca yöneleni de dosdoğru
              yola yöneltip-iletir.' (Rad Suresi, 27)

              İnanmayanlar arasında mucize görmeye karşı yoğun bir istek
          vardır. Kendilerine tebliğ edilen dine kanaatlerinin gelmesi için
          mutlaka böyle şeyler görmek isterler. Oysa her yer gerçekte muci-
          zelerle doludur, biraz aklını kullanabilen bir insan bunları rahatlıkla
          farkedebilir.
              Örneğin "Havada duran bir taş var!" denilse, bu durum büyük
          bir mucize olarak değerlendirilir, oysa milyarlarca tonluk dünya,

          yaratıldığı günden beri uzay boşluğunda durmaktadır. Üstelik başı-
          boş bırakılmış da değildir, kusursuz bir şekilde uyumlu bir yörün-
          gede güneşin etrafında dönüp durmaktadır.
              Atomların arasındaki muazzam çekim kuvveti de bir mucizedir,
          güneşin o kadar uzaktan dünyayı ısıtması, canlılara hayat vermesi

          de mucizedir... Bu olayların bir sebebi olması onların değerini azalt-
          maz, çünkü sebepler de birer mucizedir. Ancak bu gibi olaylar,
          Allah'ın kudretini bilmeyen ve O'nun delillerinin üzerinden görme-
          den geçenler için bir şey ifade etmez.
              İsra Suresi'nin 90-93. ayetlerinde Allah inkarcıların nasıl muci-
          zeler istediğini şöyle bildirmektedir:
              Dediler ki: 'Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana

              kesinlikle inanmayız. Ya da sana ait hurmalıklardan ve
              üzümlerden bir bahçe olup aralarından şarıl şarıl akan
              ırmaklar fışkırtmalısın. Veya öne sürdüğün gibi, gökyüzü-
              nü üstümüze parça parça düşürmeli ya da Allah'ı ve
              melekleri karşımıza (şahid olarak) getirmelisin. Yahut
              altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin.
   101   102   103   104   105   106   107   108   109   110   111