Page 158 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 158
156 KURAN’DA TEBLİĞ VE TARTIŞMA
Önceki paragrafta sözünü ettiğimiz, Hz. İbrahim (as) ile tartı-
şan "refahtan şımarmış kişi" kaderin farkında değildir. Allah'ın
herşeyi sarıp kuşattığını, Allah'ın kontrolü dışında bir şey yapabil-
meye gücünün yetmeyeceğini anlamamıştır. Bu zannı da onu, Hz.
İbrahim (as)'a "ben de öldürür ve diriltirim" demeye yöneltmiş-
tir. Böyle bir sapkınlığa sürüklenmesine yol açan ise, kuşkusuz şey-
tandır. Çünkü şeytan, insana, Allah'a "başkaldırmayı ve dünya
tutkularını süsleyip-çekici göstermiştir" (Hicr Suresi, 39)
Böylece o da Allah'a ve O'nun elçisine başkaldırmış, dünya tutkuları
kendisine kapıları açılan mal-mülk ile süslenip çekici kılınmıştır.
Ancak İbrahim akılcı bir cevapla "güneşi batıdan getirebilir
misin" deyince o inkarcı, Kuran'da kullanılan ifadeyle "afallayıp-
kalmıştır."
Hiç şüphesiz Allah'ın yardımı her işinde Rabbimiz'e yönelip
dönen, ihlas sahibi kulu, Hz. İbrahim (as)'dan yana olacaktır.
Kuran'da, müminlerin inkarcılarla yaptıkları konuşmalarda nasıl
desteklendikleri şöyle açıklanır: "Onların sana getirdikleri hiç-
bir örnek yoktur ki, Biz (ona karşı) sana hakkı ve en güzel
açıklama tarzını getirmiş olmayalım." (Furkan Suresi, 33)
Böylece bu mücadeleden galip çıkacak olanlar, Allah'ın izniyle her
zaman müminlerdir.
Müminlerle bu tartışma ortamını yaratanlar, Kuran'da hep
'Kavmin inkara sapmış önde gelenleri' olarak bildirilmiştir. Bu
önde gelenlerin ortak özellikleri mal, mülk, servet bakımından
'zengin' sayılan insanlar olmaları, siyaset ve ekonomide belirleyici-
önde gelenlerden olmalarıdır. Yaptıkları ilerleyen satırlarda anlatı-
lacaktır.