Page 159 - Kuran'da Tebliğ ve Tartışma
P. 159
Harun Yahya (Adnan Oktar) 157
Ahiret inancı olmayışı kişiyi, sanki edinmiş olduğu servet sonsu-
za kadar onun olacakmış zannına sürükler. Hatta öylesine ne dedi-
ğini bilmez bir duruma düşebilir ki, bir yandan kıyameti inkar eder-
ken diğer taraftan Kuran'da örneği verilen bahçe sahibi zengin kişi
gibi ahirette dünyadakinden daha iyi bir konumda olacağını iddia
edebilir. Bir taraftan Allah'ın kendisini sevdiği iyi bir kul olduğunu
savunurken, öte yandan ölümden müthiş korkar ve Kuran'da bildi-
rilen ifadeyle "bin yıl" yaşatılsın ister. Enbiya Suresi'nin 44. ayetinde
kullanılan "... Ömür onlara (Hiç bitmeyecekmiş gibi) uzun
geldi..." ifadesi bu hissin açık bir kanıtıdır. Ölümsüzlük arzusunun
temelindeyse yine şeytanın telkini söz konusudur.
Araf Suresi'nin 20. ayetinde Allah'ın haber verdiği üzere şeytan,
Hz. Adem (as)'ı ebedi yaşamla kandırmaya çalışmaktadır. Taha
Suresi'nin 120. ayetinde de sonsuzluk ağacı ve yok olmayacak bir
mülkü vaat etmesi tüm bu anlattıklarımızla çok uyumludur. Şeyta-
nın önemli tuzaklarından biri olan ebedi yaşam-ebedi servet vaadi,
kendi fırkası için başta gelen saptırıcı etkenlerdendir. Gerçekte
insan ruhu zaten ölümsüzdür, yok olacak olan bedendir, ruhun son-
suz hayatı yaratıldığı an başlamıştır, cennete mi yoksa cehenneme
mi gideceği ise zahiren dünyada yaptığı salih amellerle belirlenir.
Şeytanın bu kuru vaat ve aldatmacaları ile aklı örtülmüş bir kişinin
de tutarlı ve mantıklı bir konuşma yapması doğal olarak beklene-
mez. Böyle birinden beklenebilecek hareket bağırıp çağırmak, sonu
olmayan tartışmalara girişerek karşısındakini yıldırmak ya da sindir-
mek olabilir.
Tebliğ yapılan kişinin bu şekilde davranmasından, din ahlakını
yaşamayı kabul etmeyeceğini anlayan müminler, bu konuda ısrarcı