Page 159 - Tarih Boyunca Müslümanlara Atılan İftiralar
P. 159
Adnan Oktar (Harun Yahya)
"odanızda duran televizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar bi-
raraya geldi ve bu görüntü oluşturan aleti meydana getirdi" dese ne
düşünürsünüz? Binlerce kişinin biraraya gelip yapamadığını şuursuz
atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet te-
sadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de te-
sadüfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçer-
lidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp
orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek
iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik sinyallerine
dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi duyma
işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese
de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de
olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyin-
de algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonileri-
ni dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız.
Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçül-
se, burada keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir. Net bir
görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses
için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihaz-
ları, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sis-
temleri bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm teknolojiye, bu
teknolojiyi üretmek için çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağ-
men kulağın oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.
En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik se-
tini düşünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur
veya az da olsa mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda
157