Page 37 - Hz. Musa (as)
P. 37
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Hz. Musa (as)'ın taraf olduğu kavgayı düşünelim. Bu kavga tam Hz.
Musa (as)'ın orada olduğu anda gerçekleşmiştir. Eğer yüzeysel bir bakışla
bakılacak olsa "başka bir anda olsaydı Hz. Musa (as) orada olmayacak ve
olaylar farklı gelişecekti" diye düşünülebilir. Oysa bu çok yanlış bir değer-
lendirmedir. Hz. Musa (as)'ın dahil olduğu kavga da tam olması gerektiği
anda ve olması gerektiği şekilde olmuştur, çünkü o olayı da Allah kaderde
tespit etmiştir. Aynı kader gerçeği, kavga eden kişiler ve onların orada kav-
ga etmelerini sağlayan sebepler için de geçerlidir. Aynı gerçek Hz. Musa
(as)'a şehirden çıkmasını öğütleyen ve öldürüleceğini haber veren kişi için
de geçerlidir. Medyen suyundaki çobanlar ve kadınlar da yine aynı kaderin
bir parçasıdır.
Bunların hepsi düşünüldüğünde sadece Hz. Musa (as) değil, onunla
ilişkili herşey aynı kaderin parçalarıdır. Bunu biraz daha geliştirerek düşü-
nürsek göreceğiz ki biz de aynı kaderin parçalarıyız. Biz de sonsuz bilgi ve
güç sahibi olan Allah'ın bizim için yarattığı kaderi yaşıyoruz. Hepimiz adı-
mıza tespit edilmiş bir kader üzerine dünyaya geldik. Öleceğimiz an da bir
kader üzerine olacaktır.
Kader aslında tüm hayatı kaplayan, İlahi bir bilgidir. Nasıl, Hz. Musa
(as) doğduğunda elçi olacağı, yaşamındaki tüm evreleri geçireceği kaderin-
de belli ise, tüm insanlığın ve sizin de hayatınız aynı kaderin içindedir. Sizin
bu kitabı okuyacağınız, Hz. Musa (as)'ın hayatı ile ilgili detayları öğrenece-
ğiniz, Hz. Musa (as) bu olayları yaşarken hatta daha Hz. Musa (as) dünyaya
gelmeden Allah Katında belirlenmiş bir kaderdir. Kader Allah'ın tespit ettiği
ve O'ndan başka hiçbir varlığın iradesinin dahil olmadığı mutlak bir bütün-
dür ve herşeyi kaplar. (Detaylı bilgi için Zamansızlık ve Kader Gerçeği ve
Sonsuzluk Başlamış Durumda isimli kitaplarımıza başvurabilirsiniz.)
35