Page 84 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 84

86                                                                                                 İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ

                 Kur'an-ı  Kerim  vakta  ki  اودبعا ۪سانلا    ا ۪۪  َ ُّ ۪ يَّا  ۪ َّٓاي ۪۪   Emriyle
                                                         َّ
                                               ُ ُ ْ
                                                                     َ
                                                       ُ
          insanları  İbadete  davet  etti;  sanki  lisan-ı  hal  ile:  "Ne  için  İbadet
          yapalım,   illeti    nedir?"    diye    sorulan    suali,    Kur'an - ı  Kerim


           ۪مُكقَلخ ۪۪ يذَّلا ۪۪مُكبر ilh.. Cümleleriyle cevablandırmak üzere Sâni'in
          ْ َ َ
                         ُ َّ َ
          Vücud u Vahdetine dair bürhanları zikretmeye başladı.




                              Mukaddeme


                 Ateşin dumana olan delaleti gibi, Müessirden Esere yapılan
          istidlale  "Bürhan-ı  Limmî"  denildiği  gibi;  dumanın  ateşe  olan
          delaleti  gibi,  Eserden  Müessire  olan  istidlale  de  "Bürhan-ı  İnnî"
          denir. Bürhan-ı İnnî, şübhelerden daha sâlimdir.

                 Bu  Âyetin,  Sâni'in  Vücud  ve  Vahdetine  işaret  eden
          delillerinden biri de, "İnayet delili"dir. Bu delil; Kâinatı ve Kâinatın
          eczasını ve enva'ını ihtilâlden, ihtilaftan, dağılmaktan kurtarıp bütün
          hususatını  İntizam  altına  almakla  Kâinata  Hayat  veren  Nizamdan
          ibarettir. Bütün maslahatların, Hikmetlerin, Faidelerin, Menfaatlerin
          menşei,  bu  Nizamdır.  Menfaatlerden,  Maslahatlardan  bahseden
          bütün  Âyât-ı  Kur'aniye,  bu  izam  üzerine  yürüyor  ve  bu  Nizamın
          Tecellisine  mazhardır.  Binaenaleyh  bütün  mesalihin,  fevaidin  ve
          menafi'in mercii olan ve Kâinata Hayat veren bir Nizam; elbette ve
          elbette bir Nâzımın Vücuduna delalet ettiği gibi, o Nâzımın Kasd ve
          Hikmetine delalet etmekle, kör tesadüfün vehimlerini nefyeder.

                 Ey  insan!  Eğer  senin  fikrin,  nazarın  şu  yüksek  Nizamı
          bulmaktan âciz ise ve istikra-i tâm ile, yani umumî bir araştırma ile
          de o Nizamı elde etmeye kadir değilsen, insanların telahuk-u efkâr
          denilen  fikirlerinin  birleşmesinden  doğan  ve  nev-i  beşerin  havassı
          (duyguları) hükmünde olan fünun ile Kâinata bak ve sahifelerini oku
          ki, Akılları hayrette bırakan o yüksek Nizamı göresin.
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89