Page 80 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 80

82                                                                                                 İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ

                                                                ِ
                                                                              ِ
              Y e d i n c i   C ü m l e y i   t e ş k i l   e d e n   ۪نوبذْكي۪اوناَك۪امب۪۪۪
                                                                       ُ
                                                                            َ
                                                                   َ
                                                            َ ُ
          n i n   v e c h – i    İ r t i b a t ı :
                 Münafıkların  mezkûr  cinayetleri  arasında ۪باَذع  Kelimesinin
                                                            ٌ   َ
          yalnız kizbe ta'lik edilmesi, kizbin şiddet-i kubh ve çirkinliğine işarettir.
          Bu  işaret  dahi,  kizbin  ne  kadar  tesirli  bir  zehir  olduğuna  bir  Şahid-i
          Sadıktır. Zira kizb küfrün esasıdır. Kizb nifakın birinci alâmetidir. Kizb
          Kudret-i  İlahiyeye  bir  iftiradır.  Kizb  Hikmet-i  Rabbaniyeye  zıddır.
          Ahlâk-ı Âliyeyi tahrib eden kizbdir. Âlem-i İslâmı zehirlendiren ancak
          kizbdir.  Âlem-i  Beşerin  ahvalini  fesada  veren  kizbdir.  Nev-i  Beşeri
          Kemalâttan  geri  bırakan  kizbdir.  Müseylime-i  Kezzab  ile  emsalini
          Âlemde rezil ve rüsva eden kizbdir. İşte bu sebeblerden dolayıdır ki;
          bütün cinayetler içinde tel'ine, tehdide tahsis edilen kizbdir.

                 Bu Âyet, insanları bilhassa Müslümanları dikkate davet eder.
                 Sual:  Bir  maslahata  binaen  kizbin  caiz  olduğu  söylenil-
          mektedir... Öyle midir?

                 Cevab: Evet, kat'î ve zarurî bir maslahat için bir mesağ-ı şer'î
          vardır.  Fakat  Hakikata  bakılırsa,  maslahat  dedikleri  şey  bâtıl  bir
          özürdür. Zira Usûl-i Şeriatta takarrur ettiği vechile, mazbut ve miktarı
          muayyen  olmayan  bir  şey,  hükümlere  illet  ve  medar  olamaz.  Çünki
          mikdarı bir hadd altına alınmadığından sû'-i istimale uğrar. Maahaza bir
          şeyin zararı menfaatına galebe ederse, o şey mensuh ve gayr-ı muteber
          olur. Maslahat, o şeyi terketmekte olur. Evet Âlemde görünen bu kadar
          inkılablar ve karışıklıklar, zararın özür telakki edilen maslahata galebe
          etmesine  bir  şahiddir.  Fakat  kinaye  veya  ta'riz  suretiyle  yani  gayr-ı
          sarih bir Kelime ile söylenilen yalan, kizbden sayılmaz.

                 H ü l â s a : Yol ikidir: Ya sükût etmektir. Çünki söylenilen her
          sözün  doğru  olması  lâzımdır.  Veya  Sıdktır.  Çünki  İslâmiyetin  Esası,
          Sıdktır.  İmanın  Hassası,  Sıdktır.  Bütün  Kemalâta  îsal  edici,  Sıdktır.
          Ahlâk-ı Âliyenin Hayatı, Sıdktır. Terakkiyatın mihveri Sıdktır. Âlem-i
          İslâm'ın  Nizamı,  Sıdktır.  Nev'-i  Beşeri  Kâ'be-i  Kemalâta  îsal  eden,
          Sıdktır.  Ashab-ı  Kiram'ı  bütün  insanlara  tefevvuk  ettiren  Sıdktır.
          Muhammed-i  Hâşimî  Aleyhissalâtü  Vesselâm'ı  meratib-i  beşeriyenin
          en yükseğine çıkaran, Sıdktır.
   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85