Page 77 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 77

MÜHÜRLENEN KALBLER                                                                                    79

                  Ve keza mebde' itibariyle Rü'yette bir ızdırar vardır; Sema'da,
           tahatturda  ihtiyar  vardır.  Evet  gözün  açılmasıyla  eşyayı  görmemek
           mümkün  değildir.  Fakat  mesmuatı  dinlemekte  veya  hatıratı  tahattur
                                          ِ
           etmekte bu ızdırar yoktur.  ۪واشغ۪tabiri, gözün yalnız ön cihete hâkim
                                     ة
                                     ۪
                                      َ َ
                                     ٌ
           ve  nâzır  olduğuna  işarettir  ki,  eğer  bir  perde  ile  o  cihetten  alâkası
                                                                  ِ
           kesilse, bütün  bütün  kör  kalır. Tenkiri  ifade eden ۪ةواش ۪ غ deki tenvin,
                                                             ٌ َ َ
           onların gözleri üstündeki perde, malûm olmayan bir perde olup, ondan
           sakınmak  onlar  için  mümkün  olmadığına  işarettir. Câr  ve mecrur'un
                 ِ
            ۪ةواش ۪ غ  üzerine  takdim  edilmesi,  en  evvel  nazar-ı  dikkati  onların
            ٌ َ َ
           gözlerine  çevirtmekle,  Kalblerindeki  Sırları  göstermek  içindir.  Zira
           göz, Kalbin âyinesidir.

                  ۪ مي    ۪ ع ۪ ظ َ  ۪۪باَذ ۪ ع۪مهَلو: Bu Cümlenin mâkabliyle cihet-i münasebeti
                  ٌ
                             َ ْ ُ َ
                         ٌ
           şudur ki; evvelki Cümledeki Kelimat ile, şecere-i küfriyenin dünyaya
           aid acı semerelerine işaret edilmiştir. Bu Cümle ile o mel'un şecerenin
           Âhirette  vereceği  semeresi  Zakkum-u  Cehennem'den  ibaret  olduğuna
           işaret yapılmıştır.

                                                          ِ

                                                              ِ
                  S- Üslûbun   mecra-yı tabiîsi   ۪ديدش ۪باقع۪مهيَلع۪و۪۪۪Cümlesi
                                                         َ
                                               ٌ
                                                   َ
                                                             ْ ْ َ َ
                                                      ٌ

           iken,  üslûbun  muktezası olan şu Cümlenin terkiyle ۪ميظع ۪باَذع۪مهَلو
                                                             ٌ
                                                                         َ ْ ُ َ
                                                                 َ
                                                                     ٌ
           Cümlesi ihtiyar edilmiştir. Halbuki bu Cümledeki Kelimeler, Nimet ve
           Lezzetler hakkında kullanılan Kelimelerdir?

                  C-  Şu  güzel  Kelimeleri  hâvi  olan  şu  Cümlenin  onlara  karşı
           zikredilmesi,  bir  tehekkümdür  (istihza),  bir  tevbihtir,  yüzlerine
           gülmektir.  Yani  onların  menfaatleri, lezzetleri ve büyük Nimetleri an-
           cak  ikabdır.  Menfaat  ve faydayı ifade eden ۪مهَل۪و۪deki ل۪lisan-ı hal ile,
                                                      ْ ُ َ
           amelinizin faydalı olan ücretini alınız, diye yüzlerine gülüyor. "Tatlı"
           manasını tazammun eden ۪باَذع۪Lafzı, onların küfür ve musibetleriyle
                                     ٌ   َ
           istilzaz ettiklerini
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82