Page 493 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 493

Harun Yahya






























































                                     Piltdown Adam›'n›n içyüzü 1953'te anlafl›ld›: Kafatas›n› in-
                                    celeyen uzmanlar, bunun sahte bir fosil oldu¤unu buldular.


             rinde 1953 y›l›nda yap›lan incelemelerde Piltdown Adam›'n›n insan

             ve orangutan kemiklerinin birlefltirilmesiyle üretilmifl sahte bir fosil
             oldu¤u ortaya ç›kt›. Bir zamanlar›n sözde en büyük evrim delili, kamuoyunun flaflk›nl›¤› içinde, on y›l-
             lard›r büyük bir itinayla sergilendi¤i British Museum'dan ç›kar›ld›.
                 1920'lerde Piltdown'dan daha küçük çapl› ama en az onun kadar vahim bir baflka skandal daha ya-

             fland›. 1922 y›l›nda ABD'nin Nebraska eyaletinde bulunan bir az› difli fosiline insan ve maymun aras› bir
             form biçildi ve bu diflten yola ç›k›larak hayali bir "Nebraska Adam›" kurguland›. Ancak 1927'de diflin ne
             insana ne de maymuna ait oldu¤u ortaya ç›kt›. Difl, bir yaban domuzuna aitti.
                 Bu gibi fiyaskolara ra¤men evrimciler insan›n kökeni konusunda fosil aray›fl›n› sürdürdüler. Zaman-

             la, Australopithecus ad› verilen soyu tükenmifl maymunlar›n insan›n en eski atas› oldu¤u görüflü yayg›n-
             laflt›. Australopithecus'un s›ras›yla Homo habilis, Homo rudolfensis ve Homo erectus ad› verilen türler tara-
             f›ndan izlendi¤i ve sonunda bu çizginin Homo sapiens'e yani günümüz insan›na ulaflt›¤›, bir evrim kli-
             flesi olarak yerleflti. Ders kitaplar›, bilim dergileri, magazin dergileri, günlük gazeteler, filmler ve hatta

             reklam filmleri bile, bu klifleyi ve onu temsil eden "giderek aya¤a kalkan maymunlar dizisi" resmini be-
             nimsediler ve hiç sorgulamadan on y›llarca kulland›lar.
                 K›sacas›, 20. yüzy›l›n uzunca bir bölümünde, insan›n kökeninin evrim teorisine göre aç›kland›¤› dü-
             flüncesi, yayg›n bir kabul gördü.

                 Oysa gerçekler çok daha farkl›yd›. Elde edilen fosiller hiçbir evrim flemas›na uymuyor, oturmuyor-
             du. Daha fazla fosil bulundukça da, sorun çözülmüyor, aksine daha karmafl›klafl›yordu. Sonunda baz›
             otoriteler gerçe¤i itiraf etmeye bafllad›lar. ABD'nin en önde gelen paleontologlar› aras›nda yer alan Har-
             vard Üniversitesi'nden Niles Eldredge ve Amerikan Do¤a Tarihi Müzesi'nden Ian Tattersall, bu konuda

             flu önemli yorumu yapt›lar:




                                                                                                                          Adnan Oktar    491
   488   489   490   491   492   493   494   495   496   497   498