Page 498 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 498

Australopithecus











                       Henry Gee, 1999 bas›m› In Search of Deep Time (Zaman›n Derinli¤ini Ararken) adl› önemli kitab›nda da,
                  on y›llard›r medyada ve sözde bilimsel evrimci kaynaklarda anlat›lan "insan nas›l evrimleflti" hikayeleri-

                  nin hiçbir bilimsel de¤erinin olmad›¤›n› flöyle aç›klar:

                       Mesela, insan›n evriminin, vücudun duruflu, beyin hacmi ile atefl, alet kullan›m› gibi teknolojik baflar›lar ve li-
                       san›n ortaya ç›kmas›n› sa¤layan el-göz koordinasyonundaki geliflmelere ba¤l› olarak geliflti¤i söylenir. Ancak
                       bu gibi senaryolar subjektiftir. Deneylerle asla test edilemezler, öyleyse bilimsel de¤ildirler. Genelde kullan›m-
                       da olmalar›, bilimsel testlere de¤il, iddialara ve sunulufllar›ndaki otoriter yaklafl›ma dayan›rlar. Gazeteciler ve

                       manflet yazarlar›n›n, atalar›m›z› bulma aray›fllar› ve kay›p ba¤lar›n keflfiyle ilgili olarak dört bir yanda sürdür-
                       dü¤ü gevezeli¤i ele ald›¤›m›zda, birçok profesyonel paleontolo¤un, canl›l›¤›n tarihini senaryo ve hikayelere da-
                       yanarak incelemedi¤ini ve evrimsel tarihin hikaye anlat›m fleklini, bilimd›fl› olmas› yüzünden otuz seneden de

                       fazla bir süre önce b›rakt›klar›n› ö¤renmek bir sürpriz gibi gelebilir.   44
                       Gee, fosil kay›tlar›n›n bir "evrim flemas›" ortaya ç›karmad›¤›n›, elde sadece "boflluk denizinde yüzüp

                  duran" iliflkisiz fosiller oldu¤unu ise flöyle vurgulamaktad›r:

                       Yeni fosil bulgular›, bu önceden var olan hikayeye uydurulur. Sanki atalar-nesiller zinciri, bizim gerçekten dü-
                       flünmemiz gereken bir amaçm›fl gibi biz bu yeni bulgulara 'kay›p halkalar' deriz; asl›nda gerçek farkl›d›r: bun-
                       lar insan önyarg›lar›yla uyumlu olmalar› için flekillendirilen, gerçe¤in ard›ndan oluflturulan, tamamen insan
                       icad› olan fleylerdir. Her fosil, bir baflka fosille bilinebilir hiçbir ba¤› olmayan izole bir noktay› temsil eder ve

                       bunlar›n tümü büyük bir boflluk denizinde yüzüp durmaktad›r.           45

                       Bunlar çok önemli itiraflard›r. 150 y›ld›r dünyaya "nas›l var olduk" sorusunun bilimsel cevab› gibi gös-
                  terilen evrim teorisinin asl›nda sadece belirli bir "dünya görüflü"nün bilime empoze etti¤i senaryo oldu¤u-
                  nu ifade etmektedirler. Gee, "fosilleri kendimizi ne olarak gördü¤ümüzü yans›tan bir flekilde ayarl›yoruz.
                  Do¤ruyu aram›yor, kendi önyarg›lar›m›za uymas› için, onu gerçe¤in ard›ndan yarat›yoruz" derken, bunu
                  ifade eder.  Sonuçta, 150 y›ld›r insanlara bilimsel bir gerçek gibi empoze edilen "insan›n evrimsel soy kü-

                  tü¤ünü"nün tamamen "insan icad›" bir hikaye oldu¤u, evrimciler taraf›ndan da kabul edilme noktas›na
                  gelmifltir. California Berkeley'den evrimci biyolog F. Clark Howell'›n, 1996'daki bir yaz›s›nda belirtti¤i gi-
                  bi; "insan›n evrimine dair kapsaml› bir teori yoktur... zaten hiçbir zaman gerçekten olmam›flt›r."        46

                       Gazete manfletlerinin popüler temas› olan "kay›p halka"n›n hep "kay›p" kalaca¤›, çünkü böyle bir fley
                  olmad›¤›, evrimciler taraf›ndan aç›klanmaktad›r. Dolay›s›yla, Darwinizm'in di¤er efsaneleri gibi insan›n
                  evrimi masal› da ç›kmazdad›r. Bunun yerine, bir sonraki bölümde görece¤imiz gibi, "insan›n yarat›l›fl›"n›
                  gösteren "bilgi" gündeme gelmifltir.








                496 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 3
   493   494   495   496   497   498   499   500   501   502   503