Page 503 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 503

Harun Yahya






                 hiçbir bilinen do¤a kanunu, fiziksel süreç ya
                 da maddesel olay yoktur... Bilginin madde
                 içinde kendi kendine ortaya ç›kmas›n› sa¤la-

                 yacak hiçbir do¤a kanunu ve fiziksel süreç
                 yoktur." 49
                 Werner Gitt'in sözleri, ayn› zamanda, son 20-

             30 y›l içinde geliflen ve termodinami¤in bir parças›
             olarak kabul edilen "Bilgi Teorisi"nin vard›¤› sonuçlar-
             d›r. Bilgi teorisi, evrendeki bilginin yap›s›n› ve kökenini

             araflt›r›r. Bilgi teorisyenlerinin uzun araflt›rmalar› sayesinde
             var›lan sonuç ise fludur: "Bilgi, maddeden ayr› bir fleydir.
             Maddeye asla indirgenemez. Bilginin ve maddenin kayna¤› ay-
             r› ayr› araflt›r›lmal›d›r."
                 Az önce inceledi¤imiz DNA örne¤inde oldu¤u gibi... DNA'da, bu

             yap›y› inceleyen bilim adamlar›n›n ifadesiyle "muazzam bir bilgi" vard›r.
             Bu bilgi maddeye indirgenemeyece¤ine göre, madde-ötesi bir kaynaktan
             geliyor olmal›d›r.

                 Evrim teorisinin yaflayan en bilinen savunucular›ndan biri olan George C. Williams,
                                                                                                                         Do¤a olaylar›n›n gene-
             ço¤u materyalistin ve evrimcinin görmek istemedi¤i bu gerçe¤i kabul eder. Williams                          tik bilgiyi üretti¤i gibi
                                                                                                                          bir iddiay› kabul et-
             materyalizmi uzun y›llar boyu kat› bir biçimde savunmufltur, ama 1995 tarihli bir yaz›-
                                                                                                                         mek, tam anlam›yla bir
             s›nda, herfleyin madde oldu¤unu varsayan materyalist (indirgemeci) yaklafl›m›n yanl›fl-                            bat›l inançt›r.
             l›¤›n› flöyle ifade etmektedir:


                 Evrimci biyologlar, iki farkl› alan üzerinde çal›flmakta olduklar›n› flimdiye kadar fark edemediler; bu iki alan
                 madde ve bilgidir... Bu iki alan, "indirgemecilik" olarak bildi¤imiz formülle asla biraraya getirilemezler...
                 Genler, birer maddesel obje olmaktan çok, birer bilgi paketçi¤idir... Biyolojide genler, genotipler ve gen ha-
                 vuzlar› gibi kavramlardan söz etti¤inizde, bilgi hakk›nda konuflmufl olursunuz, fiziksel objeler hakk›nda de-

                 ¤il... Bu durum, bilginin ve maddenin var oluflun iki farkl› alan› oldu¤unu göstermektedir ve bu iki farkl›
                 alan›n kökeni de ayr› ayr› araflt›r›lmal›d›r.  50

                 ‹ndirgemecilik, 18. ve 19. yüzy›ldaki ilkel bilim düzeyinin bir ürünüdür. Darwinizm'in de temeli
             olan bu aldan›fl, yaflam›n basit oldu¤u ve kökeninin rastlant›larla aç›klanabilece¤i varsay›m›na dayan-
             m›flt›r. 20. yüzy›l biyolojisi ise, bunun tam aksini göstermektedir. Darwinizm'in günümüzdeki en önem-
             li elefltirmenlerinden biri olarak kabul edilen, Kaliforniya Berkeley Üniversitesi'nden emekli profesör

             Phillip Johnson, Darwinizm'in canl›l›¤›n temeli olan "bilgi"yi göz ard› ediflini ve bunun nas›l bir yan›l-
             g›ya yol açt›¤›n› flöyle aç›klar:

                 Darwin sonras› biyoloji, materyalist dogman›n egemenli¤ine girdi¤i için, biyologlar organizmalar›n gerçek-
                 te olduklar›ndan çok daha basit olduklar›n› varsayd›lar. (Onlara göre) yaflam›n kendisi sadece kimyadan iba-
                 ret olmal›yd›. Gerekli kimyasallar› yanyana getirin ve yaflam oluflsun. DNA'da ayn› flekilde yaln›zca kimya-

                 n›n bir ürünü olmal›yd›. New Mexico Do¤a Tarihi Müzesi'ndeki bir sergi bunu flöyle ifade ediyordu: "Volka-
                 nik gazlar + y›ld›r›mlar = DNA = Yaflam." Bu hikaye hakk›nda soru soruldu¤unda ise, müze sorumlusu bu-
                 nun basitlefltirilmifl ama temelinde do¤ru bir hikaye oldu¤unu ileri sürmüfltü.          51

                 Oysa bu ilkel ve yüzeysel varsay›mlar tümüyle bofla ç›kt›. Kitab›n ilk bölümünde de inceledi¤imiz
             gibi, yaflam›n en temel ve en küçük formu say›lan hücrede bile, daha önceden hayal dahi edilemeyen bir

             komplekslik ve dolay›s›yla muazzam bir "bilgi" oldu¤u anlafl›ld›. Bilgiyi maddeye indirgeme çabas›n›n
             -ki " Volkanik gazlar + y›ld›r›mlar = DNA = yaflam" formülü bunun bir ifadesiydi- ne kadar büyük bir
             bilgisizlik oldu¤u kan›tland›. Johnson, bilgiyi maddeye indirgemeye çal›flan söz konusu "indirgemeci"
             bilim adamlar›n›n durumunu flöyle aç›kl›yordu:

                 ‹ndirgemeci biyologlar gerçekli¤e bakm›yorlar, sadece indirgemeci amaçlar›n baflar›ya ulaflabilece¤i bir






                                                                                                                          Adnan Oktar    501
   498   499   500   501   502   503   504   505   506   507   508