Page 519 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 519

Harun Yahya






                      ¤u bilim dünyas› içinde yüksek sesle ifade edilmeye baflland›. Cleveland Üniversite-
                        si'nden evrimci bilim adam› Evan Eichler "Hurda DNA deyimi bizim bilgisizli¤imizin yan-
                              s›mas›ndan baflka birfley de¤il" itiraf›nda bulunuyordu.         82

                                       Bunun nedeni, Hurda DNA denen k›s›mlar›n da ifllevlerinin oldu¤unun
                                   yavafl yavafl anlafl›lmas›yd›. fiimdi, Hurda DNA efsanesinin nas›l do¤du¤u-
                                    nu ve çöktü¤ünü inceleyelim.




                                                  Kodlamayan DNA'n›n Hurda San›l›fl›

                                         Evrimcilerin bu yan›lg›s›n›n anlafl›lmas› için öncelikle DNA'n›n yap›s›
                                     hakk›nda bilgi vermek gerekir.

                                          Tüm canl› hücrelerinde yer alan dev bir moleküler zincir olan DNA
                                     molekülü, içerdi¤i genetik bilgiler yüzünden ço¤u zaman "bilgi bankas›"
                                    olarak an›l›r. Molekül ayn› zamanda bu bilgilerin bedensel faaliyetlerde kul-
                                     lan›m›n› düzenleyen bir genetik koda sahiptir. Daha önceki bölümlerde in-

                                      celedi¤imiz gibi, DNA molekülünün kökenini aç›klama amac›yla yap›lan
                                     tüm evrimci giriflimler sonuçsuz kalm›fl, bu moleküldeki bilginin rastlan-
                                     t›sal olarak oluflamayaca¤› ortaya ç›km›flt›r. DNA molekülü aç›kça üstün
                                    bir yarat›l›fl örne¤idir.

                                        DNA üzerinde fiziksel özelliklerimizin ve fizyolojik faaliyetlerimizin bil-
                                     gisini kodlayan belirli k›s›mlara "genler" denir. Bu genler farkl› farkl› pro-
                                      teinlerin kodlanmas›nda rol oynar ve yaflam›m›z›n devam›n› sa¤lar. An-
                                       cak genlerimizin tamam›, DNA'm›z›n yaklafl›k %10'unu oluflturur.

                                     DNA'n›n geriye kalan daha büyük k›sm›, protein kodlamad›¤› için "kodla-
                                   mayan DNA" olarak isimlendirilir.
                                         Kodlamayan DNA'y› da kendi içinde baz› kategorilere ay›rmak müm-
                                      kündür. Kodlamayan DNA, bazen genler aras›na s›k›flt›r›lm›fl vaziyette

                                      bulunur ve bunlara "intron" ad› verilir. Bir di¤er k›s›m kodlamayan DNA,
                                      ayn› nükleotid dizisinin art arda s›ralanmas›yla oluflmufl daha uzun zin-
                                    cirler meydana getirir. Bunlara "tekrarl› (repetitive) DNA" ismi verilir. E¤er
                                     kodlamayan DNA üzerindeki nükleotidler, tekrarlayan diziler yerine, gen-

                                      lerdeki kompleks dizilimi and›racak flekilde s›ralanm›fllarsa, bu defa "sah-
                                      te gen" (pseudogene) olarak isimlendirilirler.
                                           Evrimciler protein kodlamayan bu bölümleri genel olarak "Junk
                                      DNA" (Hurda DNA) ad› alt›nda toplam›fl ve bunlar›n sözde evrimsel sü-

                                    reçten aktar›lan gereksiz y›¤›nlar oldu¤unu ileri sürmüfllerdir. Oysa bunun
                                      mant›ksal aç›dan hatal› bir yaklafl›m oldu¤u aç›kt›r. Çünkü bu DNA yap›-
                                      lar›n›n protein kodlam›yor olmas›, bunlar›n ifllevsiz oldu¤unu göstermez.
                                       Bunlar›n fonksiyonlar›n› ö¤renmek için üzerinde yap›lacak araflt›rmala-

                                       r›n sonuçlar›n› beklemek gerekir. Bilimsel yaklafl›m bunu gerektirir. Ancak
                                    evrimci önyarg›lar bu mant›¤›n devreye sokulmas›n› engellemifl, toplumu
                                    y›llarca Hurda DNA iddialar›yla yan›ltacak haberlere yol açm›flt›r.  Ancak
                                     özellikle son on y›lda yap›lan araflt›rmalar bu iddialar›n hayalden baflka bir-

                                      fley olmad›¤›n› göstererek evrimcileri yalanlam›flt›r. Çünkü kodlamayan
                                      DNA k›s›mlar›n›n, evrimcilerin iddia etti¤i gibi "hurda" de¤il, tam aksine
                                     "genomik hazine" oldu¤u anlafl›lm›flt›r.        83
                                         Chicago Üniversitesi'nden doktora sahibi ve anti-evrim hareketinin önde

                                     gelen savunucular›ndan biri olan Dr. Paul Nelson, "Hurdac› Art›k Hurda Satm›yor"
                                     (The Junk Dealer Ain't Selling That No More) bafll›kl› makalesinde, evrimcilerin





                                                                                                                          Adnan Oktar    517
   514   515   516   517   518   519   520   521   522   523   524