Page 578 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 578

send'e göre, "Açlık en vahşi hayvanı dahi daha uysallaştıracak, onlara medeniyeti ve kontrol altına girme-

                                                                            11
                  yi öğretecek ve onları çalışmaya teşvik edecek"ti. Elbette bu, çok acımasız ve vicdansızca bir yaklaşımdır.
                  Bu acımasızlığın temelinde, insanları maddi imkanlarına ve fiziksel özelliklerine göre sınıflandırma yanıl-
                  gısı yer almaktadır. Din ahlakına hiçbir şekilde uygun olmayan bu ayrımcılık, tarih boyunca toplumsal dü-

                  zeni bozan, kargaşa, anarşi ve çatışmaya neden olan bir unsur olmuştur.
                       Keçilerin ve köpeklerin hikayesi, Townsend'in ardından Malthus'un tezlerinin de temelini oluşturdu.
                  Malthus'tan sonra Herbert Spencer tarafından ortaya konulan "en uygun olan hayatta kalır" cümlesiyle ifa-
                  de edilen aldatmacanın ve ardından Darwin'in öne sürdüğü "doğal seleksiyonla evrim" yanılgısının ilham
                  kaynağı da yine bu hikayedir.

                       Oysa daha önce de vurguladığımız gibi, hayvanlar için geçerli olan bazı kanunları insanlara uygula-
                  mak Townsend ile başlayan, Malthus, Spencer ve Darwin'le devam eden zincirdeki kişilerin en büyük ha-
                  talarından biri olmuştur. Bu kişiler, insanları ancak radikal ve şiddete dayalı tedbirlerle dizginlenebilen,

                  açlık, savaş ve sefalet gibi etkenlerle kontrol altında tutulabilen vahşi varlıklar gibi görmüşlerdir. Oysa in-
                  san, akıl, sağduyu, mantık sahibi bir varlıktır. Hayvanlar gibi içgüdüleri ile değil, akıl ve vicdanıyla hare-
                  ket eder.


                       Malthus'un ‹ddialar› Bilimsel Verilere Dayanmamaktad›r


                       Malthus'un teorisi tüm çarpıklıklarına rağmen, dönemin koşulları içinde bazı çevreler tarafından ka-
                  bul görmüştür. Ve sonraki yüzyılı etkisi altına alan bazı sapkın ideoloji ve akımlara da temel oluşturmuş-
                  tur. Bununla birlikte hiçbir bilimsel delile dayanmamaktadır ve çelişkilerle doludur. Bunlardan bazıları

                  şöyledir:
                       1. Malthus, kitabını yazdığı sırada elinde nüfus artışı ile ilgili kullanabileceği hiçbir veri bulunmamak-
                  taydı. Çünkü İngiltere'deki ilk ulusal nüfus sayımı 1801 yılında, yani Malthus Deneme'sini yazdıktan 3 yıl
                  sonra yapılmıştı. Ayrıca Malthus, 1801 yılında yapılan nüfus sayımını da kullanamazdı, çünkü nüfus artış

                  oranını hesaplayabilmek için önceki yıllara ait nüfus ölçümlerine de ihtiyacı vardı. Dolayısıyla nüfus artış
                  oranını belirleyebileceği güvenilir istatistiklere sahip değildi. İddialarını tamamen varsayımlar üzerine da-
                  yandırmıştı.
                       2. Malthus, yiyecek kaynaklarının artış hızını hesaplayabileceği verilere de sahip değildi. Ne kadar ara-

                                                     zinin ekili olduğunu, ne kadarından ne miktarda ürün elde edildiğini hesap-
                                                       layabileceği bir yöntem o dönemde yoktu. Bu konuda da sadece tahminler-
                                                        de bulunmuştu.
                                                             3. Malthus'un öne sürdüğü kural kendi içinde çelişkiliydi. Malthus,

                                                        nüfusların geometrik olarak arttığını öne sürmüştü. O zaman, hayvan ve
                                                       bitki nüfusu da geometrik olarak artmaktaydı ki bilindiği gibi her ikisi de
                                                      insan yaşamı için temel oluşturmaktadırlar. Pratikte ne insanlar, ne hayvan-
                                                      lar, ne de bitkiler geometrik olarak çoğalmazlar. Artış oranları çevre koşul-

                                                            larına göre değişebilmektedir. İnsan dahil olmak üzere tüm ekosistem,
                                                              son derece dengeli bir uyum içindedir. Doğadaki düzen, Malthus ve
                                                               Darwin'in iddia ettiği gibi "ye veya yem ol" şeklinde özetlenebilen,
                                                               sözde hayat mücadelesi iddiasından son derece uzaktır.

                                                                  Kısacası Malthus'un ortaya attığı iddialar hiçbir bilimsel delile da-
                                                            yanmamaktadır, tam tersine yanlışlıkları ve mantıksızlıkları ispatlan-
                                                              mıştır. Darwin ise evrim teorisini, Malthus'un sadece birtakım varsa-
                                                                yımlara dayalı, hayali iddiaları üzerine kurmuştur.







                                                                                                          Allah, insanlara muhtaç olanlar› koruyup
                                                                                                           kollamay›, flefkatli ve merhametli olmay›
                                                                                                       emretmifltir. Allah'›n emretti¤i ahlak›n yaflan-
                                                                                                           mas› pek çok sorunun çözümü olacakt›r.
   573   574   575   576   577   578   579   580   581   582   583