Page 588 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 588

Sosyal Darwinizm'in ve Dinsizli¤in Ortak Ürünü:

                       Vahfli Kapitalist Yap›:


                       Buraya kadar anlatılanlardan görüldüğü gibi, 19. yüzyılda ortaya çıkan acımasız kapitalistler, uygula-

                  malarını Darwinizm'e dayandırmışlardır. Sadece güçlü ve zengin olanların yaşama hakkı olduğunu savu-
                  nan, fakirlerin, zayıfların, sakatların, hastaların "işe yaramaz ağırlıklar" olduklarını ve dolayısıyla müm-
                  kün olduğunca sömürülmeleri gerektiğini iddia eden Darwinist kapitalistler, 19. yüzyıldan itibaren birçok
                  ülkede zulüm sistemi kurmuşlardır. Bu acımasız rekabet ortamında insanları ezmek, sindirmek, korkut-
                  mak, yaralamak, hatta öldürmek dahi meşru sayılmış, her türlü ahlak ve kanun dışı eylem, "doğanın ka-

                  nunlarına uygun" sayıldığı için engellenmemiş veya kınanmamıştır.
                       Bu sistem günümüzde de din ahlakının yaşanmadığı birçok ülkede devam etmektedir. Zengin ile faki-
                  rin arasındaki farkın giderek artan bir hızla açıldığı bu ülkelerde, ihtiyaç içinde olan insanların yaşadıkla-

                  rı koşullar görmezden gelinmektedir. Sosyal Darwinizm'in batıl telkinlerine göre fakirlerin korunması ve
                  bakılması doğa kanunlarına aykırı kabul edildiği ve bu insanlar topluma yük olarak görüldükleri için, düş-
                  künlere ve fakirlere yardım eli uzatılmamaktadır.
                       Sadece bir ülke içindeki insanların refah seviyeleri değil, ülkeler arası refah seviyesi de büyük farklı-
                  lıklar göstermektedir. Özellikle Batı ülkelerinde refah seviyesi giderek artarken, birçok Üçüncü Dünya ül-

                  kesinde açlık, hastalık, sefalet ve yoksulluk hüküm sürmekte, insanlar bakımsızlıktan ve açlıktan ölmekte-
                  dirler. Oysa, akılcı ve vicdanlı bir şekilde kullanıldığı takdirde, dünyanın kaynakları tüm insanlara refah
                  sağlamaya yetecek kadar boldur.

                       Dünya kaynaklarının adaletli bir biçimde kullanılması, fakir ve bakıma muhtaçların, açlığa ve yoksul-
                  luğa terk edilmiş olanların insani koşullarda yaşamalarının sağlanabilmesi için, Darwinizm'in tüm dünya-
                  daki fikri etkisinin yok edilmesi şarttır. Darwinist görüş ve anlayışın yerini, Kuran ahlakını benimseyen bir
                  anlayış aldığında bu tür sorunlar doğal olarak çözülecektir. Çünkü sosyal Darwinizm zayıfların ezilmesi-
                  ni, "büyüklerin küçükleri yutmasını", acımasızca rekabet etmeyi insanlara telkin ederken, din ahlakında

                  merhamet, koruma, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma vardır. Örneğin Peygamber Efendimiz (sav) bir
                  hadis-i şeriflerinde "Yanıbaşındaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mümin değildir" diye
                  buyurmaktadırlar.     36  Peygamber Efendimiz (sav)'in bu hikmetli sözleri, Müslümanların şefkat ve merha-

                  metlerinin göstergelerinden biridir.
                       Allah, birçok ayetinde insanlara sevgi, merhamet, şefkat ve fedakarlığı emretmiş, Müslümanların gü-
                  zel ahlaklarından örnekler vermiştir. Sosyal Darwinizm'de zengin, varlıklı olanların yoksulları ve muhtaç-
                  ları ezmeleri, onların üzerlerine basarak yükselmeleri gibi bir zulüm varken, İslam ahlakında varlıklı olan-
                  ların muhtaç olanları korumaları emredilmektedir. Rabbimiz'in bu konuda bildirdiği ayetlerden bazıları

                  şöyledir:
                       Sizden, faziletli ve varlıklı olanlar, yakınlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere vermekte eksilt-

                       me yapmasınlar, affetsinler ve hoşgörsünler... (Nur Suresi, 22)
                       Sana neyi infak edeceklerini sorarlar. De ki: "Hayır olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, ye-
                       timlere, yoksullara ve yolda kalmışadır... (Bakara Suresi, 215)
                       ... Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. (Hac Suresi, 28)

                       Ki onlar, namazlarında süreklidirler. Ve onların mallarında belirli bir hak vardır: Yoksul ve yoksun
                       olan(lar)için. (Mearic Suresi, 23-25)
                       Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. "Biz size, ancak
                       Allah'ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür. Çünkü biz, asık su-

                       ratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimiz'den korkuyoruz." (İnsan Suresi, 8-10)
                       Allah, Kuran'da yoksula ve zayıfa yardım etmeyenlerin cehennemle karşılık göreceklerini de bildir-
                  mektedir:

                       Suçlu-günahkarları; "Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?"
                       Onlar: "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler.

                       "Yoksula yedirmezdik." (Müddessir Suresi, 41- 44)




                586 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 3
   583   584   585   586   587   588   589   590   591   592   593