Page 591 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 591
Harun Yahya
SOSYAL DARWIN‹ZM VE KAYIRILMIfi IRKLAR YALANI
ünya tarihinin pek çok döneminde ırkçı toplumlara, yöneticilere ve uygulamalara rastlamak
mümkündür. Ancak ırkçılığa ilk kez sözde bilimsel bir geçerlilik kazandıran kişi Darwin ol-
D muştur. Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabının alt başlığı The Preservation of Favored Races in
the Struggle for Life (Hayat Mücadelesinde Kayırılmış Irkların Korunması) idi. Darwin'in "kayırılmış ırk-
ların korunması" hakkında yazdıkları ve özellikle İnsanın Türeyişi kitabındaki bilim dışı iddiaları, Al-
manların Aryan ırkının, İngilizlerin ise Anglo Saksonların üstün oldukları yanılgılarını desteklemektey-
di. Ayrıca, Darwin'in doğal seleksiyon teorisi, kıyasıya bir hayatta kalma mücadelesinden söz ediyordu.
Bu "orman kanunu" insan toplumlarına uygulandığında, ırklar ve milletler arasında çatışma ve savaşla-
rın baş göstermesi kaçınılmazdı. Nitekim öyle oldu. Irkçı ve savaşçı yöneticilerden felsefecilere, politi-
kacılardan bilim adamlarına kadar dönemin önde gelen birçok ismi, Darwin'in teorisini sahiplendi.
North Carolina Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Prof. Karl A. Schleunes The Twisted Road to Auschwitz
(Auschwitz'e Giden Dolambaçlı Yol) adlı kitabında, ırkçıların Darwin'in teorisini hemen kabullendikle-
rini şöyle açıklar:
Darwin'in hayatta kalma mücadelesi fikri, ırkçılar tarafından hızla kabul edildi... En son (sözde) bilimsel gö-
rüşlerin meşru kıldığı bu tip bir mücadele, ırkçıların savunuculuğunu yaptıkları yüksek ve aşağı insan kav-
ramının doğruluğunu kanıtladı... ve bunlar arasındaki mücadeleyi geçerli kıldı. 37
Schleunes'in kitabında söz ettiği, "Darwin'in kuramının ırkçıların insan sınıfları ile ilgili görüşlerini
doğrulaması" konusu elbette ırkçıların bakış açısını yansıtmaktadır. Irkçı fikirleri savunanlar Darwin'in
ortaya attığı iddialarla, sapkın görüşlerine kendilerince bilimsel bir dayanak bulduklarını sanmışlardır.
Oysa, Darwin'in iddiaları hiçbir bilimsel temele dayanmadığı gibi, kısa süre sonra teorinin geçersizliği-
nin bizzat bilim tarafından gözler önüne serilmesi, ırkçıların ve Darwin'in cehalet dolu görüşlerini te-
mel alan daha pek çok akımın yanılgı içinde olduklarını göstermiştir.
20. yüzyılda, Darwinizm'den aldığı destekle, ırkçılığı en şiddetli şekilde uygulamaya koyan güç, el-
bette ki Nazi Almanyası'dır. Fakat sözde "bilimsel" ırkçılığın geliştiği tek yer Almanya olmadı. Başta İn-
giltere ve Amerika olmak üzere birçok ülkede ırkçı görüşe sahip yöneticilerin ve entelektüellerin sayısı
giderek artarken, bir yandan da ırkçı yasalar ve düzenlemeler baş gösterdi.
19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında evrimcilerin neredeyse tamamı ırkçı görüşlere sahipti. Birçok
bilim adamı, ırkçı görüşlerini açıkça savunmaktan çekinmiyordu. O dönemde yazılmış olan kitaplar ve
makaleler bunun en somut örnekleridir. Southern Illinois Üniversitesi'nde tarih profesörü olan John S.
Haller, Outcasts from Evolution: Scientific Attitudes of Racial Inferiority (Evrimden Mahrum Bırakılanlar:
Irksal Aşağılanmaya Bilimsel Bakış) adlı kitabında 19. yüzyılda evrimcilerin tamamının beyaz ırkın üs-
tünlüğü ve diğer ırkların ise aşağı ırk oldukları yalanına inandıklarını anlatır. Scientific American dergi-
sinde bu kitap hakkında yazılan bir makalede şöyle denmektedir:
Adnan Oktar 589