Page 106 - Yaşamın ve Evrenin Kökeni Konferansı
P. 106
Hayatın ve Evrenin Kökeni Konferansı
ulaşıyorlar, burada bulunan sinir hücreleri elektrik sinyalleri oluşturuyor.
Beynimiz tamamen sessiz ve karanlık. Bu elektrik sinyalleri renk, görüntü,
ses, müzik veya çilek ya da muz kokusu olarak yorumlanır. Bu demektir ki
bizler yalnız zihnimizdeki algılarla doğrudan bağlantı halindeyiz. Bu
algıların dışında hiçbir gerçekliği tatmadık, dokunmadık, ya da görmedik.
Bunun ne demek olduğunu biliyorsunuz, görebilen bir iç gözün olması
gerekir. Bu müziği dinlemek için bir iç kulağın olması gerekir. Maddelerin
sertliğini anlayabilecek bir iç el olması gerekir. Madde gerçekte sert
değildir, maddenin sertliğinden bahsedilemez. Dışarıda renk veya görüntü
yoktur, fakat bunu görebilen bir iç göz vardır. Bu da kaçınılmaz olarak bir
ruhun var olması gerektiği sonucunu doğurur. Bu, Allah’ın insanın
vücuduna üflediği ruhtur ve tüm bu algıları Allah yaratır. Materyalizmi ve
Darwinizm’i yıkan en güçlü delil budur. Bu ruhun varlığının ispatıdır, bu
nedenle Darwinistler hiçbir zaman ruhun varlığından bahsetmezler. Çünkü
ruh var olduğuna göre, Allah vardır. Dolayısıyla bu gerçek açık olarak
Allah’ın varlığını ortaya koyar.
Sonsuz varoluş ve sonsuz zaman, bir anda yaratılmıştır. Allah geçmişi,
şu an yaşadığımız zamanı ve geleceği bir anda yaratmış ve bitirmiştir.
Tüm bilimsel kanıtlar apaçık önemli bir gerçeği göstermektedir: Allah,
her şeyin Yaratıcısı’dır. Allah evrimle değil, ani bir Yaratılış ile var etmiştir.
Evrim mekanizması yoktur, tek bir proteinin veya DNA’nın tesadüfler
sonucu meydana gelmesi imkansızdır. Tek bir proteinin var olması için
hepsinin canlı bir hücrede aynı anda var olmaları gerekir. Siyanobakteri,
dünyada görülen ilk canlı hücreleridir. Bu, fotosentez yapabilen tamamen
canlı bir hücredir. Canlı türlerinin tamamı bir anda, eksiksiz vücutlarıyla
ortaya çıkarlar.
Darwinizm’in iddialarını çürüten 600 milyondan fazla fosil bulunur.
Bu demektir ki, 21. yüzyıl Darwinizm’in olmadığı, faşizm ve komünizm
gibi sapkın ideolojilerin olmadığı bir yüzyıl olacak. Sevgi tüm dünyaya
hakim olacak. Biz çok özel bir zamanda yaşıyoruz. Tanık olduğumuz
alametler, savaşlar ve terör içinde yaşadığımız bu dönemin özelliğini
gösteren işaretler var. Çok yakın bir gelecekte, bundan 5 ila 10 yıl sonra
dünya bambaşka bir dünya olacak. Dünyadan alınan sevgi, tekrar dünyaya
geri dönecek ve çok güzel zamanlar göreceğiz. Bu konuda büyük bir ümit
içindeyiz.
Teşekkür ederim.