Page 63 - Yaşamın ve Evrenin Kökeni Konferansı
P. 63
Teknik ve Bilim Araştırma Vakfı
saygıya uygun değil. Fakat bence onun bu ifadesi evreni ve içindeki
herşeyi Allah’ın yarattığına inanan tüm dinler açısından kabul edilemez
sözler. Çünkü Krauss temelde bilimin herşeyi açıklayabileceğini ve –haşa-
bir İlah’a ihtiyaç olmadığını iddia ediyor. Hıristiyan bir bilim adamı olarak
ben farklı bir sonuca varıyorum: Evreni bilimsel olarak açıklamanın en
iyi yolu Allah inancına dayalı bir dünya görüşüdür. Bu sözlerimi tekrar
edeyim: İmana dayalı bir dünya görüşü evreni bilimle anlayabilmemizin
en doğru yolu. Bu sonuca nasıl ulaştığımı size üç çarpıcı örnekle anlatacağım.
1900’lerin başında bilim adamlarının evren hakkındaki görüşleri üç
ilkeyle tanımlanıyordu. Birincisi evren sonsuzdu ve sonsuzdan beri var
olduğuna inanıyorlardı. İkincisi evren statikti ve büyük ölçekte değişmez
olduğunu düşünüyorlardı. Bu, gezegenlerin yıldızların etrafında dönmedikleri
anlamına gelmiyordu, fakat büyük ölçekte değerlendirildiğinde evrenin
değişmediğini söylüyorlardı. Ve üçüncü olarak da, evrende ilerledikçe
fizik kanunlarının hassas bir şekilde değiştiğine inanıyorlardı. Şimdi, 20.
yüzyıldaki bilimsel gelişmelerin bu anlattığım tabloyu nasıl değiştirdiğini
açıklamadan önce, onların sahip olduğu bu bilimsel bakış açısını Kutsal
metinlerde anlatılanlar ile karşılaştırmak istiyorum. Kutsal Kitabın baş-
langıcından itibaren Allah’ın gökleri ve yeri yarattığını görüyoruz. Bize
anlatılan bu tarife göre Allah evreni yoktan var etti. Yaratılış 1:1’de
belirtildiği gibi, “Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.” Yarattı kelimesinin
anlamı diğer bir deyişle “evreni yoktan var etti” demektir. Buradaki anlatım
evrenin önceden var olduğu ve onun yeniden düzenlendiği anlamına
gelmez. Allah onu önceden yok iken, tümüyle varlık haline getirdi. Bu
sözler Allah’ın Yaratıcı olduğu ve her şeyi varlık haline getiren Musavvir
olduğu ile ilgili eksiksiz bir açıklamadır. Kutsal Kitabın diğer bölümlerine
baktığınızda özellikle Yeşaya peygamber de bu gerçekten bahseder: “Her
şeyi yaratan, gökleri yalnız başına geren, yeryüzünü tek başına seren Rab
Benim.” (Yeşaya 44:24)
Bu anlatım sadece Allah’ın her şeyin Yaratıcısı olduğunu tasdik
etmekle kalmıyor, aynı zamanda evrenin dinamik olduğunu görüşünü de
ifade ediyor. Bu demektir ki evren geriliyor veya bir başka deyişle genişliyor.
Diğer peygamberlerin sözlerinde, Yeremya peygamberin sözleriyle evrenin
böyle tarif edildiğini görüyoruz:
61