Page 263 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 263
266 LEM’ALAR
zulm-ü beşer içinde bir Cilve-i İnayet-i Rabbaniyeyi kısaca beyan edeceğim:
Ben yirmi yaşında iken tekrar ile derdim: "Eski zamanda mağaralara
çekilen târik-üd dünyalar gibi âhir ömrümde ben de bir mağaraya, bir dağa
çekilip, insanların hayat-ı içtimaiyesinden çıkacağım." Hem eski Harb-i
Umumî'de şark-ı şimalîdeki esaretimde karar vermiştim ki: "Bundan sonra
ömrümü mağaralarda geçireceğim. Hayat-ı siyasiyeden ve içtimaiyeden sıy-
rılacağım. Artık karışmak yeter." derken, İnayet-i Rabbaniye, hem Adalet-i
Kaderiye tecelli ettiler. Kararımdan ve arzumdan çok ziyade hayırlı bir
surette ihtiyarlığıma merhameten o mutasavver mağaralarımı hapishanelere
ve İnzivalara ve yalnızlık içinde çilehanelere ve tecrid-i mutlak menzillerine
çevirdi. Ehl-i Riyazet ve Münzevilerin dağlardaki mağaralarının çok
fevkinde "Yusufiye Medreseleri" ve vaktimizi zayi' etmemek için tecrid-
haneleri verdi. Hem mağara Faide-i Uhreviyesini, hem Hakaik-i İmaniye ve
Kur'aniyenin mücahidane Hizmetini verdi. Hattâ ben azmetmiştim ki;
arkadaşlarımın beraetlerinden sonra bir suç gösterip, hapiste kalacağım.
Hüsrev ve Feyzi gibi mücerredler benim yanımda kalsın ve bir bahane ile
insanlarla görüşmemek ve vaktimi lüzumsuz sohbetlerle ve tasannu' ve
hodfüruşluk ile geçirmemek için tecrid koğuşunda bulunacağım. Fakat
Kader-i İlahî ve kısmetimiz, bizi başka çilehaneye sevkettiler.
ى
ت ن
مُك َ ْ ل يْخ وهو اًئيش ا وهر ْك َ ْ َا ا سع ُ ٰ ا للّ ۞ هرات خا َ م ا فِ يْخْلَا
ْ َ
َ
ْ َ
َ
ُ َ
َ
َ ُ َ
ُ َ
ْ
ُ ْ
ٰ
Sırrıyla, ihtiyarlığıma merhameten ve Hizmet-i İmaniyede daha ziyade çalış-
tırmak için ihtiyar ve kudretimizin haricinde bu üçüncü Medrese-i Yusufi-
yede Vazife verildi.
Evet İnayet-i İlahiye, ihtiyarlığıma merhameten; kuvvetli ve gizli
düşmanı bulunmayan gençliğime mahsus olan mağaralarımı, hapishanenin
tecrid-i münferid menzillerine çevirmesinde üç Hikmet ve Hizmet-i Nuriye-
ye üç ehemmiyetli faidesi var:
Birinci Hikmet ve Faide: Nur Talebelerinin bu zamanda toplan-
maları; zararsız olarak, Medrese-i Yusufiyede olur. Ve birbirini görüp sohbet
etmek, hariçte masraflı ve şübheli olur. Hattâ benimle görüşmek için bazıları
kırk-elli lirayı sarfederek gelip, ya yirmi dakika veya hiç görüşmeden döner
giderdi. Ben bazı Kardeşlerimi yakından görmek için, hapsin zahmetini
severek kabul ederdim. Demek hapis bizim için bir Nimettir, bir Rahmettir.
İkinci Hikmet ve Faide: Bu zamanda Nurlarla Hizmet-i İmaniye, her